Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan,bugünkü köşesinde New york izlenimlerini aktardı.
TÜRKEVİ: Türkevi’ne çok önem veriyor Erdoğan. Gerçekten de Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’in tam karşısında 33 katlı bir gökdelene sahip olması büyük avantaj. Liderlerin biri gelip biri gidiyor binaya. Erdoğan’ın söylediğine göre hepsi gıpta ediyormuş.
ÇAĞLAYANGİL: Türkevi’nin bulunduğu yerde 1975’te 14 katlı IBM merkezi varmış. Dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in girişimiyle 3 milyon dolara satın alınmış bu yapı. Erdoğan, Türkevi’ni anlatırken Çağlayangil’i ve dönemin Başbakanı Demirel’i rahmetle anmayı da ihmal etmedi, etmiyor.
GARDAŞIM: Dikkat ettim. Konu ne zaman İlham Aliyev’e gelse Erdoğan, “İlham Gardaşım” diyor. Bu sefer de gelenek değişmedi. Konu Aliyev’e geldi ve Erdoğan yine “İlham Gardaşım” dedi.
LULA: Erdoğan, Brezilya Devlet Başkanı Lula’nın BM konuşmasını beğenmiş. Bir not olarak iletiyorum.
NETANYAHU: Görüşme olumlu bir havada geçmiş. Önce Netanyahu Türkiye’ye gelecek. Ardından Erdoğan, İsrail’e gidecek. Bunun planlaması yapılıyormuş
ETTEKRARU AHSEN: İmam-hatipliler bilir, şöyle bir söz vardır: “Ettekraru ahsen / Velev kane yüz seksen”. Anlamı şu: “Tekrar iyidir, velev ki yüz seksen kere olsun”. Erdoğan, bu sözü çok söyler. Yine söyledi.
CHP YANITI: Gazeteci arkadaşlarımızdan biri CHP’yi sordu Erdoğan’a. Verdiği yanıtı pek beğendim: “Beni bu çekişmeye veya bu çatışmaya katmayın. Ben kendi işime bakıyorum. Onlar da kendi aralarında kendi işlerine baksınlar. Çünkü ben o mu kazanır, bu mu kazanır, o işlerle uğraşmam”.
BEN YOKKEN YENİ HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ
KISA bir New York arası vermiştim Türkiye’ye. Beş / altı gündür yoktum buralarda. Siyasette muhalif cepheye şöyle bir baktım. Hiçbir şey değişmemiş.
– Yine hep CHP. Yine hep Kılıçdaroğlu. Yine hep atlatılmamış travma. Yine hep vıdı vıdı. Yine hep mızmız sıkıntı.
Yine hep tavşan aday tantanası. Yine hep İmamoğlu / Özgür Özel ilintisi. Yine hep kurultay kavgaları. Yine hep “ne olacak bu CHP’nin hali” meselesi.
Yine hep Akşener. Yine hep “blöf mü yapıyor acaba” kuşkusu. Yine hep “sahi mi diyor acaba” yaklaşımı. Yine hep Youtube ifşa videoları.
Yine hep CHP / İYİ Parti kavgaları. Yine hep “nereye varacak bu kavganın sonu” sorusu. Yine hep bir laf sokma. Yine hep bir diş gösterme.
Yine hep kısır döngü. Yine hep muhalif umutsuzluk. Yine hep muhalif karamsarlık. Yine hep dalavere. Yine hep bekleroğlu.
KEDİM SEKTER’DEN CHP’NİN KEDİSİ ŞERO’YA TAKTİKSEL BİR MEKTUP
SEVGİLİ Şero.
Seçimden önce “geliyor gelmekte olan” falan diye pek bir kostaklanıyordun ve pek bir havalıydın. Seçim bitti, olan oldu. Eski havan kalmadı.
Şimdi de maalesef parti içi büyük bir patırtının tam ortasına düşmüş durumdasın.
Sana tavsiyem şudur Şero:
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Özgür Özel falan… Boş geç. Bunların hepsi yolcu, sen hancısın. Aman bu gruplardan birine meylini verme.
Sen her zaman gruplar üstü kal. Bir tür Altan Abi pozisyonu yani.
Sevgili Şero.
Biz kedilerin hayattan genelde şu üç beklentisi olur:
BİR: Hep ulaşılabilir durumda bir kap su. İKİ: Tedarik zincirinde kesinti olmayan bir avuç mama. ÜÇ: Barınacak bir çatı altı.
Eğer talihliysek arada sırada ödül mamasını kaparız. Hepsi budur.
Yani demem o ki sevgili Şero, sen bunlara odaklan. Unutma: Herkes kendini kurtarır, olan biz zavallı kedilere olur. Aman kardeşim aman.
İmza: Her zaman dostun Sekter.
TİKAD’IN DÜNYAYA YÖN VEREN KADINLAR TOPLANTISI
YER: Manhattan’daki Rockefeller Center. Etkinliği düzenleyen kurum: Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD). Etkinliğin başlığı: Dünyaya Yön Veren Kadınlar. Etkinliğin onur konuğu: Emine Erdoğan.
TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut’tan aldığım davet üzerine bu etkinliğe katılmaya kararlıydım. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısına yetişmem söz konusu olduğu için maalesef katılamadım.
Bu toplantıya katılmayı çok istiyordum. Çünkü Emine Erdoğan’ın “kadınlar” konusunda vereceği mesajları merak ediyordum. Ama konuşmanın tam metnini buldum. İşte o konuşmadan altını çizdiğim mesajlar:
– Bizim topraklarımız, dünyanın bütün kadınlarına umut olacak mücadelelerde doludur.
– Bizim medeniyetimizde kadınlar ve erkekler beraber tarihin öznesi konumunda yer almışlardır, fakat ne yazık ki kadınların üstlendikleri görevler, tarih yazımında ön plana çıkarılmadığından yeterince bilinmez.
– Kadının hukukta, eğitimde, üretimde, ticarette, sanatta ve sporda, ailede, kısacası her alanda eşit şartlarda var olabildiği toplumlar, güçlü ve dinamik toplumlardır.
– Kadınlar, ekonomik gelişimin yardımcısı değil öznesidir.
Bu etkinliğin bir de sürprizi varmış. Sözü ve müziği Sinan Akçıl’a ait olan bir şarkı.
“Kadınlar Başrolde Olsun” adını taşıyan şarkının sözleri şöyle başlıyor: “Yeryüzünde bir kaos var / Yardıma koşun / Kadınlardan bir ordu kurun / Annemizin dizlerinde yatsana dünya / Öfkelerden kaçsana dünya”.
Dinledim şarkıyı, izledim klibi.
Sözler biraz çocuksu kaçmış ama müzikle bütünleşince çıkan sonuç harika.
ZAHİD AKMAN’IN AMANPOUR İLE FOTOĞRAFI
ZAHİD Akman, Kanal 7’de benim program ortağımdı.
Ben İstanbul’dan o Ankara’dan sorar, ortalığı birbirine katardık. 28 Şubat günleri falan.
Zahid Akman her zaman olağanüstü düşüncelidir, incedir, nezaketlidir, özverilidir. Epeydir bir araya gelemiyorduk. Baktım. Bu özellikleri hiç değişmemiş. Hatta daha da gelişmiş.
Birleşmiş Milletler toplantılarındaki koşuşturmalar sırasında dünyaca ünlü TV röportajcısı Christiane Amanpour ile karşılaşmış Zahid Akman. Minik bir sohbet ve fotoğraf çektirme.
Fotoğrafı gösterdi bana.
Tepkim şu oldu:
“Abi yıllar senden pek bir şey götürmemiş ama aynısını Amanpour Hanım için söyleyemeyeceğim”.
DİJİTAL KÂBUSLARIM
– İNTERNET burada çekmiyor abi.
– Kulaklığın tekini kaybettim eyvah.
– Ipad’i betona düşürdüm, tuz buz.
– Telefonun şarjı bire indi, bitiyor bitmekte olan.
– Telefonu şarja takmayı unutmuşum, vay başıma gelenler.