Akşener: Terör ile gerçekten mücadele etmek istiyorsanız siyasetten terör gölgesini kaldırın!

0
1

İYİ Parti Genel Başkanı  Meral Akşener, “Adı sürekli değişen ama terörist başına sevgisi değişmeyen bir sözde siyasi partinin bizim  gözümüzde meşruiyeti yoktur. Kürt vatandaşlarımızı kalkan olarak kullanıp terörü aklamaya kalkanları Gazi Meclisimizde yeri yoktur” dedi.

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Akşener, şunları söyledi:

Adı sürekli değişen ama terörist başına sevgisi değişmeyen bir sözde siyasi partinin bizim  gözümüzde meşruiyeti yoktur. Kürt vatandaşlarımızı kalkan olarak kullanıp terörü aklamaya kalkanları Gazi Meclisimizde yeri yoktur. On binlerce insanımızı katledilen bir caninin Kürtlerin bir değeri olarak pazarlanmasını asla kabul etmiyoruz. Bizim için Kürtler, bir teröristle aynı cümlede anılamayacak kadar değerlidir. Bu cani ormanları yaktı, beşiğinde uyuyan bebekleri bile katletti. Yere göğe sığdıramadığı sözde değer, “Beni idam etmeyin, bildiklerimi anlatacağım” demişti.

ALIN O OYLAR SİZİN OLSUN

Buradaki asıl sorun ne Türkiye ile ne Türk milleti ile zaten hiçbir bağı olmayan, ne de Kürtlerle bağı olmayan uzaktan kumandalı şer odağı değildir. Asıl sorun onlara bu cüreti verenlerdir, bir belediye kazanma uğruna terörist mektubu okutanlardır. Oy uğruna şekilden şekile giren partiler, her seçim öncesi kapısında paspas olan siyasetçilerdir. Bu siyasi parti görünümlü yapıyı, ittifak diye diye insanımızı bir rakama indirgeyen kutup siyasetinin ta kendisidir. Terörist başını lider, Kürtleri de pazarlıkta kaldıraç gören bu kirli zihniyeti reddediyoruz. Alın o oylar sizin olsun, Türkiye düşmanlarına prim veren pısırık siyasetiniz, yılışık siyasetiniz sizin olsun. İktidara seslenmek istiyorum, Gazi Meclisimizden terör propagandası yapılabiliyorsa, federasyon çıkışlarına sessiz kalınıyorsa en çok sizin sorumluluğunuz var. Terör ile gerçekten mücadele etmek istiyorsanız siyasetten terör gölgesini kaldırın. Maden terörle mücadele etmek istiyorsunuz, terörle iltisaklı kişilerin aday olmasına mani olun.

HERKES  SUSSA DA BİZ İYİ PARTİ OLARAK SUSMAYACAĞIZ

Cumhuriyeti biz kurduk diye gezenler, uslu uslu oturuyor. Bize milliyetçilik nutukları atanlar susuyor. Bir yanda DEM’lilere şirin görünmek için susanlar, diğer yandan Hüda Par’ın Anayasaya meydan okumasına susanlar var. Herkes sussa da biz İYİ Parti olarak susmayacağız.

Yolumuza hür ve müstakil devam ederek statükodan beslenenlerin düzenlerini bozduk. Bizim sırtımızdan kariyer planı yapıp teşekkürü başkalarına edenlerin planlarını bozduk. Sayemizde makamları, mevkileri cepte görenlerin kimyalarını bozduk. Operasyonların, dümenlerin ardı arkası kesilmiyor, çünkü korkuyorlar. Anlamadıkları bir şey var, hiçbirimiz hakkında düşünmemişler, o derece cepte görmüşler. Ama bitti. Korkunun ecele faydası yok.

BİZİM DIŞIMIZDAN KİMSEDEN TIK YOK

Ülkemizi yıllardır “40 katır mı 40 satır mı?” diye ucube bir tercihe zorlayan dayatmacı siyaset; bugün de Türk milletini terör sevicileriyle cumhuriyet düşmanları arasına mahkûm etmeye çalışıyor. Gazi Meclisimizin kürsüsünden bir yandan terör propagandası yapılırken diğer yandan da eyalet sistemi, özerlik ve federasyon nidaları atılıyor. Ama ne hikmetse bu iki hadsizliğe de aynı güçle itiraz eden, aynı güçle had bildiren, aynı güçle karşı çıkan tek siyasi parti, İYİ Parti! Bizim dışımızda kimseden tık yok…Gerçekten ibretlik…

Miting meydanlarında mangalda kül bırakmayanlar tavana bakıp ıslık çalıyor…

Cumhuriyeti biz kurduk diye gezenler uslu uslu oturuyor… Her fırsatta bize milliyetçilik nutukları atanlar çareyi arazi olmakta arıyor…

Bir yanda belediye seçimleri öncesinde, DEM’lilere şirin gözükmek için susanlar var. Diğer yanda ise beraber yol yürüdüğü hatta, bütçe savunmasını bile yaptırdığı HÜDAPAR’ın, Anayasamıza meydan okumasına susanlar var.

Ancak herkes şunu çok iyi bilsin ki; herkes sussa da biz, İYİ Parti olarak asla susmayacağız! Bu iki yüzlü tiyatroya asla sessiz kalmayacağız! Ne Türklüğümüze ne Cumhuriyetimize ne de devletimizin bütünlüğüne, dil uzattırmayacağız!

Çünkü artık; Türk siyaseti için esaret bitmiştir! Türk milleti için vasata mahkûmiyet bitmiştir! Türk devletinin değerlerine düşman olanlara seçim kazanmak için yalakalık yapanların devri bitmiştir!

CEMAAT, TARİKAT TARTIŞMALARI

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Sizin tarikat cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla protokol yapmaya devam edeceğiz” sözlerine şu sözlerle yanıt verdi:

“Öncelikle, gözümüzün önünde, resmen anayasa suçu işleyen, Millî Eğitim Bakanı’na değinmek istiyorum. Bütçe görüşmeleri sırasında; Bakanlığın, tarikat ve cemaatlere ayırdığı bütçeyi, savunmak için, bu arkadaş, çıktı ve dedi ki; ‘Sizin tarikat, cemaat dediğiniz; bizim, STK dediğimiz yapılarla, protokol yapmaya devam edeceğiz.

Çünkü onlar, çocukların, dağa çıkmasını engelliyor. Çocuklarımın dağa çıkmaması için, buna devam edeceğim.’

Şu rezalete bakar mısınız? Şu aymazlığa, şu ciddiyetsizliğe bakar mısınız? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni düşürdükleri, şu duruma bakar mısınız? Yazıklar olsun!

Sayın Bakan; belli ki, siz bilmiyorsunuz; ama ben hatırlatayım… Anayasamızdaki, eğitime ilişkin maddeler gayet açıktır. Eğitim, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Çocuklarımızın, eşit şartlarda yetişmesini sağlamak; onlara çağın gereklerine uygun, bir eğitim vermek; ve hür bireyler olarak yetiştirmek için; eğitimi devletin üstlenmesi şarttır.

Peki, eğitim gibi, memleketin istikbali için, hayati öneme sahip olan bir sorumluluk; sizin anlayışınızda olduğu gibi; cemaatlere devredildiğinde, ne olur biliyor musunuz? Ortaya, paralel bir eğitim sistemi çıkar.

Cemaat aidiyeti, ülke aidiyetinin üstünde olan, çocukların yetişmesi tehlikesi doğar. Tercih hakkı, çocuğun elinden alınır, ve cemaatin emrine teslim edilir. Bu yüzden de, devletin amacı, alternatif doğrularla kodlanmış, itaatkar bireyler yerine, kendi doğrusunu kendi bulan, özgür bireyler yetiştirmektir.

Siz belli ki, yaşadıklarımızı çabuk unutmuşsunuz! Türk milletinin, fetö terörüne karşı verdiği sınavdan; belli ki siz, hiç ders almamışsınız! Devleti yönetmenin getirdiği sorumluluktan; belli ki kendinize, hiç vazife çıkartmamışınız!

Ama eğer ki; ‘Benim devlet olarak verdiğim eğitim, çocukları, teröre yönlendiriyor; ama cemaatin verdiği eğitim, bu çocukları terörden koruyor.’ diyorsanız; bir zahmet dönüp, suçu kendinize arayacaksınız!

Eğer ki; Devlet olarak, çocuklarımızı, güvenli ve kaliteli eğitime eriştiremiyorsanız; iktidar olarak, suçu kendinizde arayacaksınız! Ve eğer ki; 1 trilyonu aşan bütçeniz ile, sizin yapamadığınızı, bir cemaat yapabiliyorsa; O zaman, o koltukta boşuna oturmayacaksınız! Bu kadar basit.”

 

Reklam Alanı