Ali Haydar Fırat duyurdu: Erken seçim kaçınılmazdır

0
0

Politikyol yazarı Ali Haydar Fırat, “Öncelikle temel bir tespit olarak şunu hep dile getirdim, Türkiye için erken seçim kaçınılmazdır. Bu durum ise siyasal partilerin plan, proje ve oyun kurgularından bağımsızdır. Çünkü mesele Türkiye’nin kendisidir ve Türkiye’nin 2023’e kadar dayanacak gücü, birikimi söz konusu değildir.”  “Çözülme ve inşa süreci” başlıklı yazısında, gündeme dair önemli bilgiler verdi.

Ali Haydar Fırat’ın  “Çözülme ve inşa süreci” başlıklı yazısından öne çıkan satırlar:

Son günlerde siyasal partiler ve ittifaklardaki  açıklamalar, eleştiriler ve suçlamalar, bireysel siyasi çıkışlar olarak görülmemelidir. Özellikle iktidar kanadında Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Bülent Arınç, İhsan Arslan’ın yaptıkları açıklamalar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hukuk ve demokrasi reformu” çıkışı yeni bir siyasal durumun başında olduğumuzu ifade ediyor.

Öncelikle temel bir tespit olarak şunu hep dile getirdim, Türkiye için erken seçim kaçınılmazdır. Bu durum ise siyasal partilerin plan, proje ve oyun kurgularından bağımsızdır. Çünkü mesele Türkiye’nin kendisidir ve Türkiye’nin 2023’e kadar dayanacak gücü, birikimi söz konusu değildir. Yani siyasal partiler bekleyebilir; ama Türkiye toplumunun 2023’ü bekleyecek birikimi ve enerjisi mevcut değildir. Bunu görmeyen siyasal parti ve aktörlerin ise başarı şansı yoktur.  Ne iktidar seçimden kaçabilir ne de muhalefet seçimi istememezlik formunda kalabilir.

Ekonomik kriz ve pandemiyle ağırlaşan tablo, ABD’de Biden’ın seçilmesi, AB’nin yaptırım tehdidi ile her alanda ortaya çıkan diplomatik sıkışmışlık, otoriterleşen bir rejim ve nihayetinde 18 yıldır vaat ettiği düzeni (yolsuzluktan, yoksulluktan, yasaklardan arınmış bir ülke) kuramayan bir parti. Buna ülkenin tarihselleşen sorunlarını da kattığımızda; yani ekonomik tercihlerinden Kürt Sorununa, komşularla ilişkilerden bölüşüm ilişkilerine aslında her alanda çözümün değil, krizin derinleşmesiyle yeni bir yön arayışını mecburi gören bir ülkede seçim kaçınılmazdır. Bütün bu sorunlara çözüm üreteceği iddia edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin çözüm üretmek bir yana tabloyu daha da ağırlaştırması bir taraftan geniş toplum kesimlerini sisteme karşı örgütlerken diğer yandan muhalefetin önümüzdeki seçimi yeniden bir referandum atmosferine sokmasına sebebiyet verecektir. Dolayısıyla AK Parti durumun giderek ağırlaştığını görmektedir. Daha da vahimi kimsenin durumun düzeleceğine; ya da AK Parti’nin ülkeyi düze çıkaracağına dair umudu kalmamıştır. Bu koşullar altında Cumhurbaşkanı ülkeye “acı ilacı” içmeyi vaat etmektedir. İktidarın yaşadığı/yaşattığı israf ortadayken bu acı reçetenin hiçbir ajitasyonla halka kabul ettirilemeyeceği ise gayet açıktır.

Reklam Alanı