Cansen Erdoğan Yazdı: Dünyanın şaftı kaydı!

0
3

Milliyet Yazarı Cansen Erdoğan, bugünkü köşesinde Dünya halini ele aldı.

Size de oluyor mu bilmem;

Hani bir ortamdasınızdır, etrafınızdaki her şey, herkes hayatına devam ediyordur ama siz tüm bu olup biteni hatta kendinizi kenardan bir yerden izliyorsunuz gibi geliyordur. Bir şeyler söylemek, dur-yapma demek, müdahale etmek istiyorsunuz ama mümkün olmuyordur. Kötü bir rüya gibi, uyanmak isteyip de uyanamıyorsundur!

Tam da böyle hissediyorum bugünlerde, tek farkı bir kâbus değil gerçeğin ta kendisi olması! Şaşkınlıkla, korkuyla ve dehşetle izlediğimiz, “Aman Allah’ım biz nasıl bir dünyada yaşıyoruz” dediğimiz günler geçiriyoruz. Acı kısmı, akıştayız ve son veremiyoruz!

Tarihte çağlar vardır ya hani; Eski çağ- Orta çağ- Yeni çağ ve yakın zamana kadar içinde olduğumuz Yakın çağ! Her bir çağ, dünyayı etkileyen önemli bir olayla başlamış. Yazmıştım daha önceden bilmem hatırlar mısınız, pandemi dönemiyle ile birlikte henüz resmi olarak açıklanmasa da yeni bir çağa girdik bence; “Dijital Çağ”a!

İnsanların aylar boyu evlerinden çıkamadığı, bir yandan virüsle bir yandan hayatla uğraştığı, en yakınlarını bile görüp sarılamadığı kısaca yalnızlaştığı pandemi dönemiyle değerlerimizi, empati yeteneğimizi de kaybettik inceden inceye! 68 kuşağının çiçek çocukları, 80’lerin sıcak aile yapısı, 90’ların sanat ve aşkın dostlukla harmanlandığı yıllar, çok geride kaldı. Sınırlarını bir türlü netleştiremeyen, hırslarını dizginleyemeyen ülkeler sonunda dünyanın şaftını kaydırdı. Yok yok mecaz anlamıyla söylemiyorum valla, uzmanların yaptığı açıklamaya göre yeraltı sularının fazla kullanılması sebebiyle dünyanın ekseni 80 cm doğuya kaydı. Şimdi teselli etmek için, “Üzülmeyin canlar. Güneş doğudan doğar, ışık doğudan yükselir” falan diyemeyeceğim, “Şirazemiz kaymış, ne yapacağız peki?” derseniz onu da bilemeyeceğim!

Nasıl bir nesile denk geldik yahu! Aynı anda terörizm, çocuk istismarları, kadına şiddet, yolsuzluk, yoksulluk, mülteci sorunu ve deprem- sel- yangın gibi bir sürü gündemi birden yaşayabilen, buna da alışabilen bir dünyada yaşıyoruz! Tamam canım, annelerimiz- dedelerimiz zamanında da varmış bu dertler de onlar ‘Bir yer bulalım dünyadan uzak’ gibi bir şarkı söyleme ihtiyacı hissetmemişler! En fazla bir tatlı huzur almaya gitmişler Kalamış’tan ya da ada sahillerinde beklemişler sevgililerini!

Anlamaya çalışmaktan vazgeçtim ben hayatı ya, ne olacağı belli değil, televizyon dizileri gibi; Arkası yarın! Asıl soru, ölümden sonra hayat olup olmadığı değil, ölümden önce senin hayatta olup olmadığın! Para pula da bakmıyor bu iş, ne kadar zengin olup olmadığına. Maaşın ne olursa olsun, bir parça pamuk yetiyor naaşına!

Vee ister başkan ol, ister kapıcı, sanatçı,

Hesapta olan değil nasipte olan gelir başına!

 

Savaş Tamtamları;

Ya ne niyetle başladım yazmaya, konu nereden nereye geldi bir anda!

Dijital çağa geçtik, değerlerimizi kaybettik, sınırlarımızla yetinmedik, içimizdeki canavarı bir türlü yok edemedik! Ülkeler arasındaki hesaplar, hep daha fazla- daha fazla diye haykıran doymak bilmez egolar, savaşı marifet saymaktan vazgeçemedi! Hep bir huzursuzluk, hep bir kaos, silahlar-füzeler- roketler, ölen masum siviller!

Halen süren Ukrayna- Rusya savaşının her iki ülkeye hatta yeryüzüne verdiği sıkıntılar, tahribatlar devam ederken bu kez de Filistin- İsrail Savaşı, tarih arenasında yerini aldı.

Tabİi hikaye çok önceden başladı; Filistin’de İngiliz manda rejimi vardı. Bu manda rejimin ince planlarla bitmesinden hemen sonra 1948’de Tel-Aviv’de toplanan Yahudi Millî Konseyi, İsrail Devleti’nin kurulduğunu açıkladı. Bu açıklamanın hemen ardından da Arap Birliği İsrail’e savaş açtı. Arap Birliği’nin Filistin bayrağı ile başlattığı bu savaş, 70 yılı aştı.

Güçlü ordusu, dünyanın en büyük istihbarat örgütü ve maddi imkanlarıyla Filistin’e karşı duran, sahip olduğu imkanları, iki ülke arasındaki çatışmalarda- muharebelerde çekinmeden kullanan İsrail, bu kez son 50 yılın en büyük saldırısına uğradı. HAMAS, yüzlerce roket atarak ateşkesi sona erdirdi ancak bu arada İsrail’e girerek kadın- çocuk- asker- sivil yüzlerce kişiyi öldürdü. İsrail ordusu “savaş hali” ilan ederken her iki tarafta da çok sayıda kaybın olduğu belirtildi.

HAMAS’a silah ve ekonomik desteğin İran tarafından verildiği, Mısır’da da iki İsrailli turistin Mısır polisi tarafından vurulmasıyla savaşın sadece İsrail ve Filistin arasında kalmayacağı anlaşıldı. Ukrayna- Rusya savaşıyla başladığı söylenen 3.Dünya Savaşı’nın sesi duyulmaya başladı. Soğuk Savaş dönemi de böylece kapandı. Artık sıcak- çok sıcak savaşlar oluyor dünyada, kadınları da görmüyor gözleri, çocukları da! Pazar yerine bombalar atılıyor, uyurken masum insanlar evlerinde, füze düşüyor başlarına!

Birileri bir yerde daha çok para kazanmak için silah satarken o silahlarla vuruluyor bebekler kundaklarında!

Dünya keskin bir viraja giriyor, ülkeler kime destek vereceklerini açıklıyor, Orta Doğu’ da kartlar yeniden dağıtılıyor! Müttefik ülkeler bir araya geliyor, olmayanlar tehdit ediliyor. Askeri boyutu aşan bu yeni düzende genci yaşlısı, erkeği- kadını rol alıyor. Bitaraf olursan bertaraf ediliyorsun, tarafsız kalmaya çalışırken içeri çekiliyorsun. Ve bir anda kendini, kanlı bir savaşın içinde buluyorsun!

Sizi bilmem ama ben çok şey istemiyorum, altı üstü kendi doğal imkânlarımla sağlık problemlerimle kimseye zarar vermeden, kendi kendime ölebileceğim ülkemde yaşamak istiyorum! Ülkemi seviyorum!

Ne güzelsin ülkem, yalnız, mağrur ve asil! Seviyorum seni, Türkçeyi, Türkü, Kürdü! Her yöresini, İzmir’i, Rize’yi, Bitlis’i! Çayı ayrı güzel bozası, rakısı! Sabah ezanını, Ayasofya’yı, Cahit Sıtkı’yı, kırmızıyı beyazı, İstiklal Marşı’nı seviyorum. Müziğini seviyorum Türkiye’m, Taksim’deki kaykaycı genci, Süleymaniye’deki muhafazakar amcayı, günahını sevabını, havanı, toprağını! Sensin en güzeli! Kırıp döksek de yine de en güzelim, ezelim, ebedim!

Hep derlerdi ya meğer doğruymuş; Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Milliyetçilik işlemiş bir kere ruhumuza gerisi boştur!

Ve dediği gibi Ulu Önder’in, “Fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olsak da muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur!”

Ampute’de Zafer; 

Kesif bir barut kokusu yükselirken yazımda şu satıra kadar, biraz da umutlandırmak istiyorum sizi müsaadenizle! Bu ülke yaşadıkları ve yaşattıklarıyla umutlanmayı ve gururlanmayı fazlasıyla hak ediyor bence!

Filenin sultanları rekor üstüne rekor kırarken, kızlarımız boks ve güreşte madalyaları birer birer toplarken basketbolda ardarda galibiyetler alırken ‘Ampute Futbol’ da üst sıradan girdi gündeme!

2022 Dünya Ampute Futbol Şampiyonası’nda dünya şampiyonu olan Türk milli ampute futbol takımımızın ardından dikkatle takip edilen bu spora ilgi her geçen gün büyüyor, sporcular başarıdan başarıya koşuyor!

Ampute tıbbi bir terim! Kaza geçirmiş ve bu kazada uzuv/uzuvlarını kaybeden kişilere deniyor.  Ampute futbol da yedişer kişilik takımlarla oynanan ve ampute oyuncuların mücadele ettiği futbol türü! Oyuncuların tek bir bacağı ampute edilmişken kalecilerin üst kısmında özellikler ellerinde amputasyon bulunuyor. Oyuncular, maç sırasında koltuk değneği kullanıyor. Ampute futbolda ofsayt yok, taç vuruşu da ayakla kullanılıyor. Bir şekilde uzuvlarını kaybetmiş ama hayata sağlam uzuvlarıyla en çok da yürekleriyle tutunmayı becermiş engellilerin yaptığı bu spor, bedensel kayıplar yaşamış kişilerin de spor yapabildiğinin hatta başarılarıyla adlarını duyurabildiklerinin en açık göstergesi oluyor.

Geçtiğimiz hafta ‘Ampute Futbol Türkiye Kupası Müsabakası’ Yalova’da gerçekleşti. Yurdun dört bir yanından gelen engelli sporcular, kıyasıya mücadele etti. Ve Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonunun (TBESF) düzenlediği 2023 Ampute Futbol Türkiye Kupası’nın sahibi Alves Kablo oldu.

Ampute Futbol, ağırlıklı olarak belediyelerin desteği ile ayakta! Diğeri gibi belli başlı firmalar, sponsorlar tarafından bağırlarına basılmıyor. Hem fiziki hem maddi eksiklikle yoluna devam ediyor. İşte bazen de yüreği geniş, inancı büyük, bazı şeylerin paradan ve tanınmaktan daha önemli olduğuna inan kahramanlar ortaya çıkabiliyor. Dediğim gibi genelde belediyelerin destek verdiği Ampute Futbol’da bu sene Türkiye kupasını kazanan Alves Kablo, bu alandaki ilk özel takım! Kahramanları da Deniz Karamercan ve Hüseyin Köksal Çınar!

Hüseyin Köksal Çınar bir sanayici ama ruhunu endüstrinin çelik çarkları arasında eritmemiş bir kişi! Bir şekilde organlarını kaybetmiş ama içindeki spor şevkini yitirmemiş kişilere uzun zamandır destek olan, bu sporda tüm Avrupa ve dünya şampiyonluklarını ülkemize getirmeye de ahdetmiş kendisi! Ben şahsım ve ülkem adına tebrik ediyorum onu ve onunla birlikte bu yola baş koyan ekibini!

Ruhu kör, kalbi sağır, vicdanı topal olmaktır gerçek sakatlık, gerisi iyilik sağlık!

HAFTANIN EN’LERİ;

Haftanın Ödülü;Uluslararası arenada, ulaştırma alanında ülkemize verildi!  Uluslararası Yol Federasyonu (IRF) 2023 Global Başarı Ödülleri kapsamında; Zigana Tüneli ‘yapım metodolojisi’, Eğiste Hadimi Viyadüğü ise ‘kalite yönetimi’ kategorisinde birinci seçildi! Çin ve Tayvan gibi ülkeleri geçerek birinci olan bu projeler, ülkemizin mühendislik alanındaki gelişmişliğini ve kaydedilen ilerlemeyi göstermesi adına önemli yapı taşları! Dediği gibi rahmetli Demirel’in “Yollar yürümekle aşınmamalı, vasıtayla da öyle olmalı!”

Haftanın Akımı; Sosyal medyayla başladı! Geçtiğimiz günlerde eşi ve oğlu haricinde herkesi sosyal medya hesabından silen Seda Sayan, bunu sosyal medya ekibinin gerçekleştirdiğini söylemişti. Onun ardından bu kez de ünlü şarkıcı, Gülşen aynı hamleyle gündeme geldi! PR ekibini değiştirdiği söylenen Gülşen de eşi Ozan Çolakoğlu dâhil herkesi sosyal medyada takipten çıkardı! Anlaşılan o ki havalı görünmenin yeni yöntem; ‘Cool’um ben- herkes beni takip etsin, ben kimseyi etmem ki!

Haftanın Kongresi;Diye başladım ama adı kondu bu hafta, kendisi kısmetse 2026’da! Dünyadaki en büyük uzay konferansı olan Uluslararası Uzay Kongresi’nin 2026’da Antalya’da düzenleneceği açıklandı! 70’den fazla ülkeden 10 binden fazla katılımcıyla bu etkinliğin, Türkiye’de şimdiye kazar düzenlenmiş en büyük uluslararası bilimsel organizasyon olacağı söyleniyor! Belki o zamana de k uzaylılar da öyle hırsız gibi gizli- saklı gelmekten vazgeçerler de dünyaya, onlar da katılırlar kongreye, napalım canım insan hayal etmeden duramıyor!

Haftanın Sapıklığı;Gerçekten de ‘yok artık’ dedirtecek cinsten! 29 yaşındaki hemşire E.K., İzmir’de bulunan Ege Üniversitesi Hastanesi’nde, yoğun bakımda tedavi gören akciğer kanseri hastası 63 yaşındaki N.C. adlı kadına, cinsel saldırıda bulundu! Üstelik sapık hemşirenin mağdura, tedavisinde kullanılmayan hidromorfin içerikli bir ilaç verdikten sonra cinsel saldırıda bulunduğu ortaya çıktı! Diyecek kelime bulamıyorum, bugün de insanlığımızdan utandık- bu insan müsveddelerinden bıktık, usandık!

Haftanın Meslekleri;Dünyanın en mutlu meslekleri belli oldu! Araştırma için Ocak 2020 ile Haziran 2023 arasında dünya çapında 1.600’den fazla şirketin 57 binden fazla çalışanın verileri analiz edildi ve sonuçta çalışanları en çok mutlu eden 8 meslek ortaya çıktı. Buna göre inşaat& Teknoloji& Finans sektörlerinde çalışanların, kazandıkları paralara göre diğer sektördekilerden daha mutlu oldukları ortaya çıkmış!

Valla ben bu ara değil çalışanların- insanlığın mutlu olduğunu düşünmüyorum! Grip salgını yerini depresyon salgınına bırakmış, izliyorum- yaşıyorum- şaşırıyorum!

Reklam Alanı