Cumhur İttifakı’nda HDP gerginliği

0
0

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, bugünkü köşe yazısında siyaset gündemine bomba gibi düşen ve Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan HDP’nin kapatılacağı iddilarına yer verdi.

Bahçeli‘nin HDP’nin kapatılması için sunduğu nedenin, Kobani olayları ve PKK ile bağlantılı olduğu olduğu iddiaları belirtilirken Mustafa Balbay, bunun arkasında başka sebeplerin de olduğunu yazdı.

Balbay, “Bahçeli, Erdoğan’ın arayışlar içinde olduğunu gördü. Bu arayışların sınırının olmadığını, yüzde 50 artı 1 için herkesi ittifaka katmaya hazır olduğunu gördü. 2010’ların açılımını anımsatacak adımlara da sıcak baktığını gördü. Böyle bir adımı baştan kesmek için harekete geçti!” diye yazdı.

BALBAY’IN YAZISI ŞÖYLE:

Erdoğan’la Bahçeli arasındaki görüşmenin gergin geçtiği, iki tarafın masadaki sorunların çözümü konusunda neredeyse taban tabana zıt görüşler ortaya koyduğu, kamuoyuna yapılan açıklamalardan anlaşılıyor.

En çok su yüzüne çıkan HDP…

Bahçeli ısrarla HDP’nin kapatılmasını istiyor. Erdoğan buna karşı olduğunu etrafındakilere söyletiyor. MHP lideri AKP’ye yaptığı çağrıların sonuç vermemesi üzerine bu kez Yargıtay’a yüklendi, bir an önce kapatma davası açmasını istedi. Yargıtay’ın da böyle bir dava açmaya niyetli olmadığı, ancak Erdoğan’ın bastırması halinde harekete geçebileceği söyleniyor.

Bahçeli, bu gelişmelerin ardından CHP ile İYİ Parti’ye yüklendi, bu iki partinin HDP’nin kapatılmasına karşı olduğuna gönderme yapıp suçu ve suçluyu övdüğünü, bunun yardım ve yataklığa kadar gideceğini söyledi!

CHP ve İYİ Parti iktidar değil, mahkeme değil, Yargıtay’a talimat verme gücünde değil! Bu yetkilerin kimde olduğu belli.

HDP’nin dünden bugüne değişen bir politikası yok.

O zaman Bahçeli niçin ısrarcı?

Açıklanan neden, Kobani iddianamesi, HDP’nin terör örgütü ile bağlantılı olması.

Ancak siyasetin genel seyri, başka nedenlerin de devrede olduğunu, Cumhur İttifakı’nın geleceği konusunda MHP’nin tavrını koyduğunu gösteriyor.

Acaba şöyle bir tablo mu söz konusu:

Bahçeli, Erdoğan’ın arayışlar içinde olduğunu gördü. Bu arayışların sınırının olmadığını, yüzde 50 artı 1 için herkesi ittifaka katmaya hazır olduğunu gördü. 2010’ların açılımını anımsatacak adımlara da sıcak baktığını gördü. Böyle bir adımı baştan kesmek için harekete geçti!

AKP’nin kamuoyuna yansımayan temasları Bahçeli’ye elbette ulaşıyordur. MHP’nin bu konundaki rahatsızlığı 23 Haziran 2019’da yenilenen İstanbul seçimlerine kadar dayanıyor. Önce Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mektup gündeme düştü. Munzur Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, Öcalan’dan 20 Haziran 2019’da mektup getirmişti. Öcalan, HDP’nin İstanbul seçimlerinde tarafsız kalmasını istiyordu.

Bundan verim alınamayınca TRT, 22 Haziran’da Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’la röportaj yapmıştı. Bütün mesele Kürt kökenli seçmenin Ekrem İmamoğlu’na oy vermemesini sağlamaktı. Kuzey Irak’ta yaşayan Osman Öcalan da demokratik hakkını kullanmış, TRT’ye bu yönde demeç vermişti. O günlerde MHP’nin bundan duyduğu “rahatsızlığı” CHP’ye koz vermemek için içine attığı konuşulmuştu.

Ancak iktidarın Osman Öcalan ilgisinin bir seçimlik olmadığı anlaşılıyor. Osman Öcalan 20 Aralık 2020’de, “Cumhurbaşkanı’nın bir danışmanı geldi, uzun uzun konuştuk” dedi. AKP sözcüsü Ömer Çelik, konuyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:

“Yorum dışı bir konu!”

Osman Öcalan’ın uluslararası alanda da kullanıma açık bir kişi olduğu biliniyor.

Abdullah Öcalan’la aralarının iyi olmadığı da Kuzey Irak kaynaklı yorumlar arasında.

Osman Öcalan’ın kırmızı bültenle mi kırmızı halıyla mı arandığı belli değil!

Eğer buradan siyaset üretilecekse Türkiye’nin terörle mücadele birikimine yazık!

Sonuç olarak gündemdeki konu Türkiye’nin iç barışıdır. Kapatılsın-kapatılmasın diye tartışılan parti, yasal gereklilikleri yerine getirmiş, 6 milyon oy almıştır. Kitabın ortası burasıdır.

İktidar bir kez daha önümüzdeki nesilleri önümüzdeki seçimlere kurban ediyor.

AKP’nin soruna bakışı ne yazık ki hep seçime endeksli oldu!

Reklam Alanı