Davutoğlu: Maalesef ortak bir metinde dahi buluşulamamış olması milletimizi derinden yaralamıştr!

0
0

 Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gelecek-SAADET ortak grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Davutoğlu, Milli Savunma Bakanlığı’nın 12 askerin öldüğünü duyurmasının ardından AK Parti, MHP,  İYİ Parti ve Saadet Partisi gruplarının imzaladığı CHP’nin ise imza atmadığı ortak bildiriye değindi. Davutoğlu, “Maalesef ortak bir metinde dahi buluşulamamış olması milletimizi derinden yaralamıştır” dedi.

Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:

Bir hüzün durumundayız. Grubumuzda birçok vesileyle konuştuk ama bugün konuşurken yüreğimizde derin bir sızı, boğazımıza düğümlenen cümleler…

HASAN BİTMEZ, MUHABBETİ CEHLİ GAYRETİ GÖRDÜĞÜMÜZ BİR KARDEŞİMİZDİ

Hasan Bitmez kardeşimiz; ahlakıyla, vakarıyla ve herkese örnek olan o asil duruşuyla bizim sadece Meclis’teki bir milletvekilimiz değil, aynı zamanda her an ve her seferde yüzüne baktığımızda muhabbeti cehli gayreti gördüğümüz bir kardeşimizdi.

Vefatından yaklaşık 1 hafta önce 2 saat kadar birlikte baş başa. Üslubunda nezaket ve kararlılık vardı. Ve bu Meclis kürsüsünde konuşurken, Gazze’deki kardeşlerinin gayretini anlatırken, son nefesinde de tarihin şahitliğine ve Allah’ın huzuruna bütün vicdan sahibi milletvekillerini davet ederken, vuslata kavuştu.

O vuslat ki; hepimizin son anda ahiretimiz hayrola dediğimiz bir vuslat. Son nefestir insanın bütün hayatını özetleyen. Biz bir taraftan hüzün duyuyoruz ama aynı zamanda gıpta ediyoruz. Allah bize de Hasan kardeşimiz gibi son nefeste cehdi, gayreti, mazlumların hakkını savunmayı nasip eylesin.

ALİ FAZIL KASAP’A TEŞEKKÜR ETTİ

 Hasan Bitmez kardeşimizin mirasını üstlenerek, aramıza katılan Kütahya Milletvekilimiz Ali Fazıl Kasap Bey’e tekrar hoş geldiniz diyorum. Sadece milletvekili olarak bir gruba katılmadı. Bütün değerlerimizle aramıza ve aileye katıldı. Bu anlayışı, fedakarlığı ve demokrasiye yaptığı katkılarından dolayı hem kendisine hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ne teşekkürü bir borç biliriz.

İktidarda olmak; halka güzel örnek olmakla ancak yerine getirilebilecek bir vazifedir. Bir hak değil, bir vazifedir iktidarda olmak. Ama maalesef bugünkü iktidar, eylemiyle söylemi farklılaşan, sözüyle davranışları bir türlü örtüşemeyen bir tavır sergiliyor.

YÜZLEŞMEKTEN KORKMAMAK LAZIM

Birer birer üzerinden geçelim; yüzleşmekten korkmamamız lazım. Biz niçin günde 5 kez rabbimizin huzuruna çıkıyoruz? Ve kimse yok aramızda; ne ruhban sınıfı ne kilise hiçbir şey yok. Secdeye inerken niçin ineriz? Kendimizle yüzleşmek için. Korkmadan, sadece Allah korkusuyla kendimizle yüzleşmenin adıdır namaz.

Gelin yüzleşelim. Önce 12 şehidimiz… Hepimizi yaralayan günler yaşadık. Sadece şehitlerimizin şehadeti dolayısıyla değil, onların arasında bir kardeşimiz de Gelecek Partisi’nin Manisa Gençlik Kolları’ndandı. Ve Gençlik Politikalar Başkan Yardımcımız bizim adımıza cenazedeydi.

3 KONUDA CİDDİ BİR SINAVDAN GEÇTİK

3 konuda ciddi bir sınavdan geçtik hükümet, hepimiz ve maalesef başarılı olamadık. Birincisi; “milli birlik ve beraberliğin unutulmaması gereken günlerdeyiz” diye bir tekerleme var. Herkes bunu söyler. Ama 12 şehidimiz toprağa verilirken, ortak kader bilincimiz, ortak acı bilincimiz, ortak demokratik bilincimiz aynı anda darbe yedi. Gönül isterdi ki; 5 değil, 6 partinin de imza attığı bir metinle “bu ülkenin çocukları kardeştir ve bu ülkenin birliği için toprağa düşen herkes aziz şehitlerimiz mukaddestir ve onların davasına sahip çıkarız” diyebilseydik. Maalesef ortak bir metinde dahi buluşulamamış olması milletimizi derinden yaralamıştır.

HEPİMİZ ALTINA İMZA ATACAKTIK

Biz Gelecek ve Saadet Partisi grubu olarak o gece, arkadaşlarımız ve grup başkanvekillerimiz çok gayret sarf ettiler bir ortak zeminde buluşturabilmek için bütün partileri. Çünkü ne zaman buluşacağız; eğer o acının yaşandığı gün buluşamazsak. Maalesef olmadı…

Önce o ortak bildiride uzlaşacaktık, hepimiz altına imza atacaktık. Şehitlerimizin aziz ruhları adına. Sonra demokratik bilincimiz devreye girecekti ve neden bu şehitlerimiz karın kışın ortasında zor şartlarda oralarda terkedildi diye soracaktık. Ve tabii ortak acıyı yaşayacaktık.

EĞER CENAZE VARSA HER ŞEY UNUTULUR

Anadolu’da üniversite bitirmeleri, çok yüksek okul okumaları gerekmeyen bizim Toroslar’ın dağlarında dahi Doğu’nun Batı’nın her yerinde iki konuda mutlak mutabakat vardır. Eğer cenaze varsa her şey unutulur. Kan davası unutulur, borçlar unutulur, küslükler unutulur, her şey unutulur ve cenaze makamında sadece tekbir getirilir.

SANKİ SİYASİ PARTİLER ARASINDA KAVGA MEKANI GİBİ

Bir cenaze namazı kılındı Manisa’da ve sanki siyasi partiler arasında kavga mekanı gibi. Ve maalesef bütün bu günlerde milleti birleştirmesi gereken cumhurbaşkanlığı makamı, neredeyse bundan sonraki cenazeleri de ipotek altına alırcasına “daha ne günler göreceksiniz” tarzında halkı ana muhalefet genel başkanına karşı tahrik etti.

 

 

SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKAN VEKİLİ SABİR TEKİR DAHA SONRA SÖZ ALDI

Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir, partisinin TBMM  Grup Toplantısı’na katılarak konuşma yaptı. Toplantıda birçok başlık ele alındı. İsrail- Filistin meselesine değinen Tekir; ” Gazze  sadece Gazze’den ibaret bir yer değildir. Gazze’nin güvenliği demek, Ankara’nın güvenliği demektir. Kudüs özgür olana dek hiç kimse kendin asla özgür hissetmemelidir” ifadelerinde bulundu.

ALLAH’IN GAZABINDAN KURTULAMAYACAKLAR

Sabri Tekir konuşmasında şu başlıklara değindi:

“Defalarca ifade edildi. Bende bir defa daha ifade etmek istiyorum. Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki  biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa, hakikat susmayacak! Onlar sanıyorlar ki bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Halbuki bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar. Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarihin azabından kurtulsalar, Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar. Hasan bitmez arkadaşımızın son sözleri bunlardı. TBMM’ye altın sahifelerle geçecek olan ifadelerdi. Bizde ona hürmeten bu dizeleri tekrar sizinle paylaşmış olduk” dedi.

ÇÜNKÜ İKTİDAR DAHİL HERKES BİLİYOR Kİ TERÖRÜN FİNANSMANI ABD’DİR

Saadet Partimizin Grubuna katılma asaletini göstermiş olan Kütahya Milletvekili Ali  Fazıl Kasap Beyefendiye teşekkür etmesinin ardından konuşmasına devam eden Tekir; “40 yıldan beri terörle mücadele ediyoruz ve mücadelemizin neticesinde de 12 şehit verdik. Aslında Türkiye hiçbir zaman teröre diz çökecek bir ülke olmamıştır, olamayacaktır da. Elbette bizler, gencimizle, yaşlımızla, kadınımızla ve erkeğimle son derece bilinçli ve güçlü bir iradeyle yürütmek mecburiyetindeyiz. Ancak iktidarda bulunanla artık başlarını iki elinin arasına alıp düşünmek zorundadırlar. Özellikle milletimizin dikkatini çeken bir hususunda bilmelerini istiyoruz; ‘Yerel seçim arifesinde bir takım terörist grupların harekete geçirilip ülkede bir terör havasının, bir korku havasının, bir endişe havasının oluşturularak seçimi elde etme metodu olarak benimsiyorsa, milletimiz artık buna aldanmamaktadır. Bunu da bilmesini arzu ediyoruz.’ Her zaman şunu söyler iktidarlar, ‘biz ne yaptık, ne yapıyoruz’ diye kendilerini sorgulamalar tabi tutmaları yerine ‘şu kadar terörist kaldı, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz’ söylemlerini ileri sürerler. Artık analar ağlamasın nutukları atanlar, 12 evladımızın annelerine ne diyecekler onun hesabını yapsınlar. ABD yi Stratejik müttefik olarak kabul edenler, terörle mücadeleler de başarılı olabilirler mi bunun muhasebesini yapsınlar. Çünkü iktidar dahil herkes biliyor ki; terörün finansmanı ABD’dir. İsrail’in bölgemizdeki politikalarına karşı harekete geçmeyenler, terörün  kökünün kazınamayacak olduğunun bilincinde olmalılar. Çünkü İsrail’in o noktadaki destekçilerini yine kendileri çok iyi bir şekilde biliyorlar” diye konuştu.

 

 

Terör karşında hiçbir zaman “amalı, fakatlı” bir takım cümleler kurmanın terörle sağlıklı bir şekilde mücadele edilemeyeceğini belirten Tekir; “Esas itibariyle terörle mücadelede asla ve asla ülkede faaliyet gösteren ve ülkemizin de demokratik sisteminin temel esasları içerisinde yer alan ‘A Partisi, B Partisi’ ayrımını yapmaya da kimsenin hakkı yoktur. O halde şehitlerimizin hiçbirisinin yakasında herhangi bir siyasi partinin rozetini esas alarak bir değerlendirme yapmak ne iktidarın haddinedir ne de bizim yapabileceğimiz bir şeydir. O halde mesele şudur; ‘Her biri sırtlarında ay yıldızlı üniformalarla şahadete yürüyen Mehmetçiklerimiz varsa, onun hukukuna sahip çıkmak iktidarıyla muhalefetiyle hepimizin görevidir.’ Öyleyse hiç kimse acılar üzerinden siyaset hesapları yapıp seçim alma hesabı içerisinde bulunmasın! Hepimize düşen artık terörü ülkemizin gündeminden kalıcı olarak çıkarmak olmalıdır. 21 yıllık iktidarı döneminde bu konuda yeterli düzeyde başarı sağlayamayan ve her seçim arifesinde böyle olayların yaşanmasında artık etkisinin olduğunu söyleyebileceğimiz bir durumla Türkiye’nin karşılaşmasına müsaade etmemelidirler. Bir başka ifadeyle ortak bir sorumluluğumuz vardır. Anneleri, eşlerin, çocukların göz yaşlarını dindirme sorumluluğudur bu. İktidarı ve muhalefetiyle herkese şu çağrıda bulunmak mecburiyetindeyiz: ‘Biz artık tek bir insanımızı dahi teröre kurban vermek istemiyoruz.’ Terörün kökünü kazımak için bu mübarek topraklarda huzur, güvenlik ve barışın hakim olması için grup olarak üzerimize düşen her bir görevi yer,ne getirmek zorundayız.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

 

GAZZE’NİN GÜVENLİĞİ DEMEK , ANKARA’NIN GÜVENLİĞİ DEMEKTİR

Hasan Bitmesi saygı ve hürmetle andıktan sonra Bitmez’in son konuşmasını hatırlatan Tekir; “Necmettin Erbakan Hocamız 2002’den vefatına kadar ne söylemişse Hasan kardeşimizde aslında TBMM kürsüsünde bunları dile getirmişti. Saadet Partisi olarak bizde yıllarıdır aynı hususları dile getirmeye çalışıyoruz. Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) dikkat ediniz diyoruz. Milletimizin dikkatini bu projeye çekmeye çalışıyoruz. ABD ve İsrail’in bölgemizdeki planlarına karşı uyarıyoruz. Kıbrıs meselesinde, Fırat, Dicle ve GAP konusunda dünden bugüne ne söylemişsek bugünde aynı şeyleri söylüyoruz Meydana gelen olayların hepsini dikkatli incelediğimizde söylediğimiz bu sözlerin bir bir tahakkuk ettirildiğine çalışıldığına şahit oluyoruz. Hep söyledik. Budan sonrada söylemeye devam edeceğiz. Gazze sadece Gazze’den ibaret bir yer değildir. Gazze’nin güvenliği demek, Ankara’nın güvenliği demektir. Kudüs özgür olana dek hiç kimse kendini asla özgür hissetmemelidir. Tüm bu yaşananları istikbal ve istiklalimiz için iyi idrak etmek mecburiyetindeyiz. Çünkü netice itibariyle olan biten istiklal ve istikbalimize yöneliktir.” şeklinde konuştu.

Reklam Alanı