Deniz Kilislioğlu Yazdı: ‘Değerlere’ tutunanlara nefes

0
1

Hürriyet Yazarı Deniz Kilislioğlu, bugünkü köşesinde UAD’nın İsrail kararını değerlendirdi.

Uluslararası Adalet Divanı’nın Cuma günü açıkladığı ara karar, tarihi nitelikteydi. Özetlersek, biz mahkemeden iki şeyi duymayı bekliyorduk:

1- Mahkeme, Güney Afrika’nın ‘İsrail soykırım suçuyla yargılansın’ diyerek açtığı davayı düşürecek mi, yoksa davanın esasına girip, yargılamayı yapacak mı? (Sanılanın aksine ‘soykırım olup olmadığı’ ile ilgili bir karar çıkmasını zaten beklemiyorduk),

2- Eğer ‘soykırım’ davasını görecekse, nihai karar çıkana kadar, Güney Afrika’nın Gazze için istediği tedbirleri kabul edecek mi? (G. Afrika Gazze’de saldırıların durdurulmasını, Gazze’ye insani yardımların sokulmasını, ‘soykırım’ yapıldığına ilişkin kanıtların yok edilmemesi için ‘delil toplama misyonunun’ Gazze’ye girebilmesini istiyordu.)

Sonuçta mahkeme “Soykırım iddiasıyla açılan davaya bakacağım” dedi. Aşağıda ayrıntısına gireceğiz ama verdiği tedbir kararları da kimilerine göre beklentilerin üstündeydi. Çünkü mahkemenin ne kadar siyasi ne kadar hukuki saikle bu davayı göreceği merak ediliyordu. Heyet, kararlarıyla hukukun üstünlüğünün altını çizdi ve sonucu İsrail’i durdurmasa bile tüm kurumlarıyla çökmüş bir küresel sistemde ‘değerlere tutunanlara’ bir nefes oldu.

28 günde 4 bin 411 ölü 

Buraya kadar Lahey’deki mahkemenin kararlarına ilişkin olumlu tarafları yazdık. Şimdi mahkemenin karnesine bakarak biraz da eleştirelim.

Güney Afrika, mahkemeye dosyasını 29 Aralık’ta sundu. Mahkeme 11-12 Ocak’ta tarafları dinledi, 26 Ocak’ta da kararını açıkladı. Yani resmi başvurudan 28 gün sonra. Daha hızlı karar alabilir miydi? Evet! Çünkü daha önce yaptı. Ukrayna’nın Adalet Divanı’nda Rusya’ya karşı açtığı davada istenen tedbirleri 18 günde karara bağladı. Uluslararası hukuk uzmanlarına göre, ‘ışık hızıyla çıkmış bu karar’ mahkemenin tarihindeki en hızlı kararlardan biriydi. (Mahkeme tarihteki en hızlı tedbir kararını 6 günde aldı. Uruguay’ın, vatandaşı Angel F. Breard idamını önlemek için ABD aleyhinde açtığı davada alınan karar yine de idama engel olamadı.)

Gazze kararı ise 28. günde çıktı. Peki o arada kaç Filistinli öldü? Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 30 Aralık’ta Gazze’de ölü sayısı 21 bin 672’ydi. 28 gün sonra, yani mahkemenin karar verdiği 26 Ocak’ta 26 bin 83’e çıktı. Bu sürede 4 bin 411 kişi daha hayatını kaybetti. İsrail’in kararlara uymayacağı açıkken belki sonuç değişmezdi ama mahkeme daha hızlı karar alıp, daha güçlü bir irade sergileyebilirdi.

Ateşkes denilmedi ama

Karar kimilerine göre geç çıkmışken, bir noktayı daha açalım. Yukarıda saydığımız şekilde Güney Afrika’nın talepleriyle ilgili mahkemenin önünde birkaç senaryo vardı:

1- Bu tedbir kararlarının hepsini kabul etmek,

2- bazılarını kabul etmek,

3- hepsini reddetmek ve kendisi önerisini getirmek.

Mahkeme ‘ateşkes’ ya da ‘operasyonlar dursun’ ifadesini kullanmadı ama ‘Soykırım suçunun önlenmesi için her türlü tedbir alınmalı’ diyerek İsrail’e ‘saldırılarını durması için’ sorumluluk yükledi. Lakin Ukrayna’nın dosyasında ‘Rusya, Ukrayna topraklarında başlattığı askeri operasyonu derhal durdurmalı’ diyebilmişti.

Karne ne diyor? 

Bu noktada mahkemenin karnesine de göz atalım. Chicago Küresel İlişkiler Konseyi isimli düşünce kuruluşunun bir kolu olan Blue Marble’ın, Adalet Divanı kurulduğu günden bu yana incelediği 49 dava bize bir fikir veriyor. O araştırmaya göre, mahkeme bu davaların yüzde 55’inde yani 27’sinde “en az bir geçici tedbiri” kabul etti. Ama iş askeri saldırıların durdurulmasına gelince, bu taleplerin sadece yüzde 38’ini onayladı. Bu kararlardan bazıları 1990’larda Senegal ve Gine Bissau’nun askeri eylemlerine karşıydı. Son dönemde de Rusya içindi.

Özetle, mahkemenin aldığı karar önemliydi ama daha hızlı ve güçlü olabilirdi. Gerçi olsa da sonuç değişmeyecekti zira İsrail karara uymayacağını açıkla ilan ediyor. Bu anlamda İsrail ilk olmayacak, geçmişte de kararlara uymayan ülkeler vardı. Rusya ve ABD de onların başında geliyordu…

Reklam Alanı