Deniz Kilislioğlu Yazdı: Yeni yılın ilk ziyaretçisi: Reisi

0
1

Milliyet Yazarı Deniz Kilislioğlu, bugünkü köşesinde 2024 dış politikasını değerlendirdi.

Yine bir son dakika sürprizi olmazsa, yeni yılın ilk ziyaretçisi, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi olacak. Reisi, 4 Ocak’ta Türkiye’ye geliyor. Bir aylık gecikmeyle Ankara’da olacak Reisi ile konuşulacak en önemli başlıklar Gazze savaşı, bölgede artan İran etkisi ve Suriye olacak.

7 Ekim’de Hamas’ın saldırısının ardından İran’ın. bölgedeki gücünü tahkim ettiği bir gerçek. Etkisinin olduğu vekil gruplar üzerinden hem bölgedeki ABD gemilerini, güçlerini hem de İsrail’i tehdit ediyor. İran kontrolündeki Hizbullah “bölgede topyekûn savaşa” girme niyetinin olmadığını açıkça ifade etmişti. Ancak yine İsrail’in Lübnan sınırında yani burnunun dibindeki Hizbullah varlığı Tel Aviv’i hem askeri hem de mali olarak zorluyor. Zaman zaman çıkan çatışmalar yüzünden İsrail askeri dikkatini hep o noktada tutmak zorunda.

Yemen cephesi ise ABD’nin bölgedeki askeri gemilerini tehdit eden bir boyut kazanmış durumda. Sadece askeri değil, ticari gemilere dönük balistik füze saldırıları da etkili oluyor. Ankara’nın ziyarette Reisi’ye “bölgeyi daha da istikrarsızlaştıracak adımlardan kaçınılmalı” mesajı vermesi bekleniyor. Zira Türkiye, İran’ın bölgedeki nüfuzunu “istikrar” için kullanmadığını düşünüyor. Taraflar Gazze savaşıyla birlikte beliren yeni dengelerde pürüzleri gidermenin yolları aranacak.

Ateşkes ve ötesi

Türkiye ve İran, Filistin meselesinin çözümüne farklı açılardan bakıyor. İran iddiayı reddediyor ama Hamas’ın 7 Ekim saldırılarının arkasında Tahran’ın bulunduğu görüşü yaygın kanaat.

Mısır, Katar gibi ülkelerin ateşkes çabalarını dikkatle takip eden Tahran, Hamas’a desteğini kesme niyetinde değil. Muhtemel bir anlaşmada Hamas’ın zemin kaybedeceği bir sürece Tahran’ın engel olma ihtimali yüksek. Dahası ateşkes sonrası eğer süreç bir müzakereye evrilecek ve kalıcı bir çözüm için uğraşılacaksa Tahran için bu da pek arzulanır bir şey değil. Ankara’nın bu ziyarette Reisi’ye ‘bölgede barış için işbirliği yapalım’ mesajı vermesi bekleniyor.

Suriye sarmalı ve Zengezur

İran’ın etkisini artırdığı bir diğer yer Suriye. İran destekli güçlerin, Suriye sahasında ABD’nin ileri karakolu gibi çalışan YPG-PKK unsurlarına rahatsızlık verdiği ve zaman zaman çatışmalara girmesi sahayı yakından takip eden uzmanların gözünden kaçmıyor.

Bu tablo konjonktürel olarak Türkiye ve İran’ı ortak paydada buluşturuyor. Ama Suriye başlığında taraflar arasında hala görüş ayrılıkları var. Örneğin Astana sürecinin istenildiği gibi devam edememesi, 2017’den beri Suriye’nin çözümü için uğraşılan mekanizmada ‘Anayasa Komitesi’nin çalıştırılamaması bunların başında geliyor. Burada Esad rejiminin ikna edilmesi için İran tek başına yeterli değil, asıl aktör Rusya. Rusya ve İran’ın da Suriye’de zaman zaman karşı karşıya geldiği düşünülürse, Ankara’daki görüşmelerden Suriye başlığında somut, umut vadeden bir sonuç çıkması beklenmiyor.

Son olarak görüşmelerde Türkiye’nin Zengezur Koridoru projesini hatırlatması bekleniyor.

Tahran, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan’ı birbirine bağlayan koridora ‘kendisini by-pass edeceği ve bölgesel etkisinin azalacağı’ endişesiyle karşı çıkıyor ama Türkiye bunun aşılabileceği görüşünde. Yine de İran’ı ikna etmek zor görünüyor. Görüş ayrılıklarına rağmen, iş birliği alanlarının konuşulması beklenir, lâkin artık bölge için sorunların çözümünde uzlaşmanın önemi her geçen gün artıyor.

Reklam Alanı