Fulya Soybaş Yazdı: Nihal Candan tahliye edildi… Sıra Dilan Polat’ta mı!

0
2

Hürriyet Yazarı Fulya Soybaş, bugünkü köşesinde Nihal Candan’ın tahliyesini değerlendirdi.

13 kişiyi 10 milyon lira dolandırdıkları suçlaması ile 6 ay önce gözaltına alınan ve tutuklu yargılanan fenomen kardeşlerden Nihal Candan, 37 kiloya düştüğü ve sağlık sorunları olduğu gerekçesiyle savcılığın ‘resen’ aldığı karar ile tahliye edildi.

Candan’ın tahliyesi sonrası kuaföre gitmesi ve röportajlar yapması tahliye kararını tartışmaya açmışken, yasadışı bahis ve kara para aklama gibi suçlardan yargılanan ve 7 aydır cezaevinde olan bir başka fenomen Dilan Polat da hâkim karşısındaydı.

 

Mahkemenin tutukluluk halinin devam etmesine karar verdiği Polat’ın karar sonrası intihara meyilli ve tıpkı Candan gibi sağlık sorunları olduğu iddia edildi.

 

Şimdi sorum şu: Dilan Polat da Nihal Candan gibi tahliye edilir mi? Sağlığın elverişsiz olması tahliye için yeterli sebep mi?

 

TAHLİYE ‘YAŞAM HAKKI’ İSE DİĞER TUTUKLU HASTALARA DA UYGULANMALI

“Öncelikle hiçbir ceza kişinin yaşam hakkı üzerinde değildir” diyor Avukat Mahir Işıkay ve “Ama” ile devam ediyor: “Nihal Candan da Dilan Polat da hükümlü değil tutuklu. Cezaevi koşullarında elbette insanın başına bir sağlık problemi gelebilir. Ancak bu sağlık problemi tıbbi otoritelerce raporlanmak zorunda. Ki bu rapor gelişi güzel, bir özel hastaneden falan alınamaz. Tutuklunun, Adli Tıp Kurumu ya da tam teşekküllü üniversite- eğitim araştırma hastanesine sevki, orada detaylı muayenesi ve uzmanların, ‘Cezaevinde hayatını tek başına idame ettirmesi mümkün değil’ raporu gerekmektedir. Tutuklu ancak bu rapor ve adli kontrol şartıyla, serbest kalabilir. Ancak takip ettiğim kadarıyla Nihal Candan, bir rapor aranmaksızın, savcılık kararı ile tahliye edildi. Savcılığın böyle bir tahliyeye yetkisi var mı? Var. Ama teamüller bu yönde değil. Sorun da burada. Nice tutuklu hasta var. Kimi kanser kimi alzaymır kiminin kalbi var. 28 Şubat davasından ceza alan Çevik Bir ile Çetin Doğan mesela. 80’in üzerinde ve hastalar. Ama Adli Tıp, ‘infazları devam edebilir’ raporu verdi. Öte yandan Nihal Candan, kendi isteğiyle, cezaevi yemeklerini beğenmediği için zayıflıyor. Bir nevi açlık grevi. Bu noktada tahliye kararını uygun bulmuyorum. Sağlık sorunları sebebiyle tahliye, ‘yaşam hakkı’ ise o zaman aynı hak diğer tutuklu hastalara da verilmeli.”

TAHLİYE EDİLEMEZ

Peki ya Dilan Polat’ın durumu? Nihal Candan’ın durumuna benzer bir durumda olduğu iddiaları var. Işıkay diyor ki: “Polat 4 ayrı suçtan yargılanıyor. Geçtiğimiz günlerde, o ve diğer tüm sanıklar vergi kaçakçılığı suçundan tahliye edildi ancak diğer davaları devam etmekte. Dolayısıyla sağlık sorunları sebebi ile tahliyesini istese bile, diğer suçlardan davaları devam ettiği için Polat’ın tutukluluk hali devam eder. Tahliye edilemez.”

 

TUTUKLU İLE HÜKÜMLÜ FARKLIDIR, TAHLİYE KARARI DOĞRUDUR

Avukat Duygu Delibaş ise Nihal Candan’ın tahliyesinin bazı isimlerle kıyas yapılması ve ‘onlar neden salıverilmiyor’ şeklindeki eleştirileri haksız buluyor: “Tahliye kararı hukuken doğrudur” diyor, şöyle açıklıyor: “Nihal Candan hükümlü değil ‘tutuklu’ idi. Kıyas yapılan isimlerse hükümlü statüsündedir. Hükümlü; mahkemece suçlu bulunmuş, hapis cezası kesinleşmiş kişidir. Candan ise soruşturması devam eden ve tedbiren tutuklanmış ‘şüpheli’ sıfatındadır. Yani suçlu olup olmadığı henüz belli değil. Anoreksiyaya yakalanmış, 37 kiloya düşmüş bir ‘şüpheli’ var burada. Tutukluluk bir tedbirdir, peşinen cezalandırmaya dönüşmemeli ve de telafisi imkânsız zararlar doğurmamalıdır. Eğer ‘şüpheli’ suçlu bulunur ise zaten cezasını çekmek üzere yeniden cezaevine girecektir.”

SAVCI RESEN KARAR VEREBİLİR

Peki bir rapor olmaksızın, savcı resen tahliye kararı verebilir mi? Yanıtı şu: “Verebilir. Uygulamada pek nadir görüldüğünden sanki savcının böyle bir yetkisi yokmuş gibi yanlış bir kanı hâkim ancak sorunun cevabı, Ceza Muhakemeleri Kanunu 103/2. maddesinde düzenlenmiştir: ‘Soruşturma aşamasında savcı, tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa şüpheliyi resen serbest bırakır. Bu konuda savcının sulh ceza hakiminden herhangi bir talepte bulunmasına gerek yoktur.’ Dolayısıyla tedavi olması gereken bir tutuklunun serbest bırakılmasını eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Aksine ‘emsal’ kararın yaygınlaşmasını sağlamalıyız.”

 

DİLAN POLAT’IN TAHLİYESİ PEK OLASI DEĞİL

Dilan– Engin Polat davasını en başından bu yana sıkı takip eden isimlerden biri, gazeteci Selahattin Günday da Avukat Işıkay ile benzer görüşte: “Dilan Polat’ın tahliyesi bu şartlarda pek olağan değil hele de Nihal Candan’ın tahliyesi böylesine infial yaratmışken… Zaten müşteki avukatları da bu tahliyeye itiraz ettiler. Çünkü ortada bir rapor yok.” Günday’ın ulaştığı tahliye kararı şöyle diyor: “Nihal Candan’ın hali hazırda yaşadığı olumsuz sağlık durumu sebebiyle cezaevinden hastaneye sevk edilerek psikiyatri ve servislerde tedavi gördüğü yönünde bilgi alındığı…” Bundan sonrasını Günday anlatsın: “Candan’ın sağlık sorunları ile ilgili bilgi nasıl ve kimden alındı? Bu belirtilmemiş. Sulh Ceza Hakimliği, tahliye için savcının ‘bilgi alınmış’ demesini yeterli bulmuş. Karar bu sebeple çok tartışılıyor. Ancak Candan ve Polat davaları arasında ince bir çizgi var. Nihal Candan tek suçtan yargılanıyordu ve salıverilmesinde sadece sağlık sorunu değil, ‘operasyonların sona ermesi, tüm delillerin toplanması, suç örgütündeki konumu, tutukluluk süresi ve sabit ikameti olması’ da etkili oldu. Oysa Polat 4 ayrı davadan yargılanıyor, operasyon ve delil toplama bitmedi, soruşturmalar devam ediyor. Ayrıca bir davası Barış Boy’un çete davası ile birleşti. Aslında eşlerin ikisinin de tutuklu ve çocukları olması halinde, eşlerden biri tahliye edilebilir ancak Polat’ın durumu ortada. Bu koşullarda tahliye edileceğini düşünmüyorum. Olursa sürpriz olur, kamuoyunda infial yaratır.”

Reklam Alanı