Hande Fırat Yazdı: Türkiye’den Ortadoğu için garantörlük formülü

0
1

Hürriyet Yazarı Hande Fırat, bugünkü köşesinde Hakan Fidan’la yaptuığı röportajı paylaştı.

Tüm dünyayı saran Ortadoğu krizi için Mısır’dan dönen ve bugün Lübnan’da temaslarda bulunacak olan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin tüm aktörlere anlattığı “Garantörlük Formülünü” gazetelerin Ankara Temsilcileri ile paylaştı.

İsrail ve Filistin arasında ateşin durması, krizin iki devletli bir barış formülüne dönüşmesi ve bunun da kalıcı hale gelmesi için bulunan Garantörlük Formülü’nün ayrıntılarına geçmeden, Ankara’ya göre bu formüle neden ihtiyaç duyulduğunu anlatalım. Dışişleri Bakanı Fidan’ın 7 Ekim Hamas saldırısıyla başlayan sürece ilişkin tespitleri ile başlayalım:

FİDAN: 7 EKİM’DE YAŞANANLAR HERKES İÇİN SÜRPRİZ OLDU

-“7 Ekim’de yaşananlar özellikle duvarın belli bölümü yıkıldıktan sonra Gazze’den diğer tarafa, sadece Hamas mensuplarının değil diğer grupların ve sivil unsurların da girebilmesi ve herhangi bir direniş ile karşılaşmamaları başta İsrail olmak üzere herkes için sürpriz oldu.

‘HİÇBİR KESİM SİVİLLERİ HEDEF ALMAMALI’

-Biz 7 Ekim’de ve müteakip süreçte, sivilleri hedef alan hiçbir eylemi tabii ki tasvip etmiyoruz. Tam tersine sivillerin hedef alınmasını kınıyoruz. Batılılar Hamas’ı terör örgütü olarak tanımladığı için Hamas’ın her türlü faaliyetini terör çerçevesinde değerlendiriyorlar. Biz ise hiçbir kesimin sivilleri hedef almaması gerektiğini söylüyoruz.

-İsrail’in Gazze’yi şu ana kadar benzeri görülmemiş şekilde bombalıyor olması, yoğun sivil ölümlerine yol açması, elektriği, suyu, yakıtı kesip orayı adeta bir yokluğa, açlığa mahkûm etmesi kabul edilemez.

-Sivil nüfusu korkutarak bulundukları yerlerden, özellikle Gazze’nin kuzeyinden güneyine doğru hareket ettirmesi de kabul etmediğimiz bir şeydir.”

‘TÜRKİYE İKİ ANA KULVARDA ÇALIŞIYOR’

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Türkiye’nin çalışmalarının iki kulvarda yürütüldüğüne dikkati çekti:

1) “Gazze’ye insani yardımın girmesi ve sivillerin mümkün olduğunca az etkilenmesine yönelik muhataplarımızla neler yapabiliriz, onun çalışmaları var.

2) İkinci kulvarda da, yani bu sarmal durduktan sonra, bunun yaygınlaşmaması için ne yapmamız lazım ve bu kriz aslında kalıcı bir barış için fırsata dönüştürülebilir mi? Bunun arayışları içerisindeyiz, bu fikri sürekli muhataplarımıza aktarıyoruz.”

ULUSLARARASI TOPLUM İSRAİL’İ İKİ DEVLETLİÇÖZÜME ZORLAMALI’

“Sistem içerisinde bazı görüşleri de tedavüle sokmaya başladık” diyen Fidan, “Garantörlük Formülü”ne yol açan tespitleri ise şöyle sıraladı:

-“İsrail bugüne kadar iki devletli çözüm sürecini askıya aldı. Filistinlilerle değil, diğer Arap ülkeleriyle barış yapmayı kendisine esas meşguliyet edindi. Çünkü onların perspektifinde sivil Filistin devleti yok.

-Amerikalılarla yaptığım görüşmede gündeme getirdim. Onlar da, “Biz de iki devletli çözüm istiyoruz” diyorlar.

-İsrail, eleştirilere aldırmadan kendi politikalarını ilerletmeye alışkın bir ülke. Sonuçta hiçbir yaptırım yok.

-Uluslararası toplumun İsrail’i iki devletli çözüme zorlayacak bir tavır içerisinde olması gerekiyor.

Bölgedeki ülkeler, Arap Ligi, İslam İşbirliği Ülkeleri Teşkilatı buna önem vermeli.”

GÜVENLİK ZAFİYETİ

-UZUN yıllar MİT Başkanlığı yapan Hakan Fidan, HAMAS’ın 7 Ekim saldırılarıyla ilgili “Bu İsrail güvenlik sistemindeki zafiyeti ortaya çıkaran, uzun yıllar tartışılacak olan bir konu” yorumunda bulundu.

 

ÇİN VE RUSYA’NIN ROLÜ

DIŞİŞLERİ Bakanı Fidan, Çin ve Rusya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olduklarını hatırlattı ve şöyle dedi:

-“İki ülkenin ortak bir tutumda anlaşıp bir şey çıkarması önemli.

-Çin’in geçmişe kıyasla bölge meselelerine daha aktif ilgi duyması da dikkati çeken bir durum.

-Filistin mesele-sinde görüşlerimiz büyük bir ölçüde örtüşmekte.”

GARANTÖRLÜK FORMÜLÜNÜN AYRINTILARI

Gelelim, Ankara’nın “Garantörlük Formülü” nün ayrıntılarına… Fidan “Şu an taraflara garantörlük formülünü ana fikir olarak anlatıyoruz” dedi ve ekledi:

-Çıkış noktamız şu: Bu konunun sorumluluğunu, bölge ülkeleri üstlenmeli. Sistematik ayrıca tartışılır.

-Filistin tarafına garantör olacak ülkelerin bölgeden olması gerektiğini telkin ediyoruz. Buna Türkiye de dahil.

-İsrail için de başka ülkeler garantör olsunlar.

-Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, bunun gereklerinin yerine getirilmesi hususunda garantör ülkeler sorumluluk üstlensin.

‘İSRAİL KENDİSİNİN DE GÜVENLİĞİNİ İSTİYORSA FİLİSTİNLİLERİN DE DEVLETİ OLMALI’

-İsrail bölgede kalıcı barış istiyorsa, kendisinin de güvenliğini istiyorsa Filistinlilerin bir devleti olmalı.

-Bu bir tekliftir, daha iyi teklifleri olan varsa onları da biz tabii ki değerlendiririz.

-Eğer Filistinliler içerisinde bu anlaşmanın hilafına davranacak olanlar varsa, garantör ülkeleri tavır koymalı. Yani tersi de diğer taraf için de olmalı.

Fidan’ın anlattığı formülde iki tarafın da garantörleri varılan anlaşmaların bozulmaması için sürekli devrede olacak. Temel hedefin iki devletli, kalıcı barışın hayata geçirilmesi olduğuna dikkati çeken Dışişleri Bakanı aksi takdirde “Barış garantiye alınmadıkça, hiçbir zaman için bölgedeki İsrail devleti ve halkı kendisini emniyette hissedemez. Kendisini sürekli emniyete alma adına sürekli başkalarına zulüm etme, şiddet uygulama ihtiyacı hissedecek. Bu sarmal kendiliğinden sürekli dönecek” uyarısında bulundu.

Reklam Alanı