Geçirdiği göz rahatsızlığı nedeniyle yazılarına ara veren Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’den, uzun aradan sonra ilk yazı geldi.
Geçtiğimiz günlerde Uğur Dündar ile arasında geçen tartışma nedeniyle Özdil’in son yazısında Dündar’dan bahsedip bahsetmeyeceği ise merak konusu olmuştu.
Özdil, son yazısında Dündar’dan bahsetmezken bir gazetecinin şiirine yer verdi ve Bülent Ecevit’ten bahsetti.
YILMAZ ÖZDİL’İN YAZISI ŞÖYLE:
“Çevrende herkes şaşırsa
bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken,
hem kuşkuya yer bırakır,
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan,
kin tutmayabilirsen kin tutana
düşlere kapılmadan düş kurabilir,
yolunu saptırmadan,
düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir,
ne yıkıldım diye yerinir,
ikisine de vermeyebilirsen değer
söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz, safları kandırabilir diye dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da, yılmaz,
koyulabilirsen işe yeniden
döküp ortaya varını yoğunu, bir yazı-turada yitirsen bile,
yitirdiklerini dolamaksızın dile,
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine, sinirine dayan diyecek direncinden başka şey kalmasa da,
herkesin bırakıp gittiği noktada,
sen dayanabilirsen tek
herkesle düşüp kalkar, erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı, krallarla gezerken
dost da düşman da incitemezse seni
ne küçümser, ne de büyültürsen çevreni
her saatin her dakkasına,
emeğini katarsan hakçasına
her şeyiyle dünya önüne serilir
üstelik oğlum,
adam oldun demektir.
Nobel ödüllü Rudyard Kipling bu mısraları gazetecilik yaptığı dönemde yazmıştı, CHP lideri Bülent Ecevit de gazetecilik yaptığı dönemde tercüme etti.
Orijinali “If” başlığını taşıyor.
Türkçesinin başlığı “Adam Olmak…”
Batılı yaşam tarzında erdem kabul edilen “zorluklar ve üzüntüler karşısında duygularına teslim olmama” felsefesini, her şartta daima “gerçeğin ta gözünün içine bakma” kültürünü konu edinir.
Evrensel değerleri Anadolu kökleriyle harmanlayan rahmetli Ecevit’i bir gazeteci olarak böylesine derinden etkileme sebebi de budur.
(Bizde gazeteciler genellikle yazardır, çok azı okur-yazardır.
Halbuki habire yazarken, bazen okumak iyi gelir.)
Her okuduğumuzda yeni anlamlar bulduğumuz, adeta her defasında kendini yenileyen, romantizmle realizmin kesiştiği bir şiirdir.
Aynı zamanda…
Namuslu bir gazeteci tarafından kaleme alınan, namuslu bir gazeteci tarafından tercüme edilen, basın ahlak ilkeleri manifestosu gibidir.
Yüreğine dayan diyecek direncinden başka şeyin kalmasa da, herkesin bırakıp gittiği noktada, bir ömür verdiğin doğrulardan sapmamak, çıplak gerçeğin eğilip bükülmesine asla izin vermemek, dostla da düşmanla da mesafeyi koruyup, tek başına da olsa dayanmak gerekir.”