Sedat Ergin Yazdı: 31 MART YEREL SEÇİMİ ANALİZİ (4)

0
3

Hürriyet Yazarı Sedat Ergin, bugünkü köşesinde yerel seçim analizlerine devam etti.

GEÇEN 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin zihinlerde en çok yer eden yönlerinden biri katılım oranının düşüklüğü oldu.

Oran yüzde 78.55 oranında gerçekleşti. AK Parti’yi iktidara getiren 3 Kasım 2002 seçimlerinden bugüne uzanan zaman kesitine baktığımızda en düşük katılım oranlarından birine tanıklık ettik.

Geçen yirmi yılı aşkın zaman zarfında en düşük katılım oranı yüzde 76.25 ile 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde yaşanmıştı. Keza, 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan ve Cumhurbaşkanı’nın ilk kez halk tarafından seçildiği cumhurbaşkanlığı seçimi de yine yüzde 77.05 gibi düşük bir oranda gerçekleşmişti.

2002 sonrasındaki seçim verilerine karşılaştırmalı bir şekilde bakıldığında, katılım oranının bu istisnalar dışında yüzde 80’in, hatta çoğunluk yüzde 85’in üstünde seyrettiği gözleniyor.

Çok değil, bundan 10.5 ay önce yapılan milletvekili seçiminde katılım oranının yüzde 88.92 gibi yüksek bir oranda şekillendiği hatırlandığında, yüzde 78.55 bize 10 puanın üstüne çıkan bir gerilemeyi anlatıyor.

SANDIĞA GİDENLERİN SAYISINDA 5.8 MİLYONLUK GERİLEME

Geçen 31 Mart’ta Türkiye’de kayıtlı 61 milyon 430 bin dolayında seçmen kitlesi içinden yalnızca 48 milyon 256 bin kadar vatandaş sandığa giderek oy kullandı. Kaba bir hesapla, her beş seçmenden yaklaşık biri oy kullanmak için sandığa gitmedi.

Oysa geçen mayıs ayındaki seçimde kayıtlı 60 milyon 721 bin seçmen arasından 53 milyon 994 vatandaş oy kullanmıştı. İki seçim arasında sandığa gidenlerin sayısında yaklaşık 5 milyon 800 bin kişilik bir gerileme söz konusudur.

Bütün bu rakamları değerlendirirken, 14 Mayıs 2023’te seçmen sayısı 60 milyon 721 bin iken, geçen yerel seçimde 61 milyon 430’a çıktığını, yani 709 bin kadar genç seçmenin de sisteme girdiğini muhakkak önemli bir faktör olarak hesaba katmalıyız.

 

EN SERT DÜŞÜŞ ORANI GÜNEYDOĞU’DA

Bu ana fotoğrafı çektikten sonra katılım oranının düşüklüğüne biraz daha detaylı bir şekilde bakabiliriz. Önce en düşük katılımın hangi illerde olduğuna göz atalım. Katılım oranı yüzde 70’in altında çıkan toplam 4 il bulunuyor. Bu iller Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Bingöl (yüzde 67.13), Diyarbakır (67.34), Van (67.38) ve Ağrı (68.80) şeklinde sıralanıyor.

DEM Parti’nin temsil ettiği siyasi çizginin mutlak üstünlüğe sahip olduğu bu bölgede beliren düşük katılım oranı, öncelikle bu parti açısından düşündürücü bir tablo yaratıyor. Özellikle Diyarbakır’ın Türkiye’de katılımın en düşük olduğu şehirlerden biri çıkması katılım tablosundaki en göze çarpan hususlardan biridir. Bunun gerisindeki nedenler ayrı bir değerlendirmeyi gerekli kılıyor.

Ayrıca, katılım oranının yüzde 70 ile 75 arasında seyrettiği toplam 13 il var ki, bunlar arasında Batman, Bitlis, Şanlıurfa, Mardin, Hakkari gibi güneydoğu illeri hemen karşımıza çıkıyor.

Katılım oranı açısından bu kategoriye giren iller arasında Gaziantep, Erzurum, Elazığ gibi AK Parti’nin geleneksel olarak güçlü olduğu iller de var. Bir başka anlatımla, katılımın düşüklüğü, AK Parti’nin kuvvetli destek zeminine sahip durduğu bir dizi ilde de kendisini gösteriyor.

Bu noktada AK Parti’nin 31 Mart’ta geçen mayıs seçimine kıyasla 4 milyona yaklaşan bir oy kaybına uğradığını da denkleme dahil etmemiz gerekiyor. Değindiğimiz husus iktidar partisinin oy kaybının gerisindeki tek faktör olmamakla birlikte, yine de sandığa gitmeyen geleneksel AK Parti seçmenlerinin burada önemli bir rol oynadığı sonucuna ulaşıyoruz.

EGE’DE KATILIMIN YÜKSEKLİĞİ CHP’YE RÜZGÂR VERDİ

Peki katılımın en yüksek olduğu iller hangileri ve bu başlıktaki veriler bizi hangi sonuçlara taşıyor?

İllerin katılım oranlarına bakıldığında, toplam 35 ilde katılımın yüzde 80 eşiğinin, yani yüzde 78.55 olan Türkiye ortalamasının üstüne çıktığı gözleniyor. En yüksek oy oranı yüzde 85.77 ile Burdur’a ait. Burdur’da il genel meclisinde AK Parti önde olmakla birlikte, il merkezindeki ilçede belediyeyi CHP kazandı.

Katılımın yüzde 80’in üstünde olduğu iller arasında yalnızca 8 büyükşehir belediyesi var. Bunların 6’sında büyükşehir belediye başkanlığını CHP aldı. Sırasıyla: Aydın (yüzde 80.77) Balıkesir (83.28), Denizli (83.45), Eskişehir (80.37), Manisa (84.97), Muğla (81.39) Bu kümede Eskişehir hariç diğer 5 büyükşehrin Ege bölgesinde olduğunu özellikle vurgulamalıyız.

Bu tabloya bakınca, Ege bölgesinde katılımın göreceli yüksekliğinin genelde CHP’nin rüzgarını artırdığını söylemek mümkün. Bu rüzgar, CHP’nin ilk kez Manisa, Denizli ve Balıkesir büyükşehir belediyelerini AK Parti’den almasını beraberinde getirmiştir.

AK Parti’nin ise bu kategori içinde kazandığı yalnızca Ordu (yüzde 80.47) ve Samsun (80.24) büyükşehir belediyeleri var.

İSTANBUL VE ANKARA TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜSTÜNDE

Öte yandan, toplam 29 ilde katılım oranı yüzde 75-80 aralığı içinde seyrediyor. Bunlar arasında büyükşehirlerin yarısı yer alıyor. Yüksek nüfusa sahip tam 15 büyükşehir belediyesi bu katılım oranı aralığı içinde.

Bu kategorideki 15 büyükşehirden 8’i CHP’de: Adana (yüzde 75.96), Ankara (79.39), Antalya (78.47), Bursa (78.83), Mersin (78.95), İstanbul (79.28), İzmir (79.02), Tekirdağ (77.80).

Aynı kategoride bulunan şu 7 büyükşehir belediyesi de AK Parti’ye gitti: Hatay (75.77), Kocaeli (76.42), Konya (76.01), Kahramanmaraş (79.31), Kayseri (77.57), Sakarya (80.04), Trabzon (78.15).

Burada dikkat çekici bir durum, bu grupta bulunan özellikle CHP’li büyükşehir belediyelerinin sayıca çoğunun, yüzde 78.55 olan Türkiye katılım ortalamasının genellikle bir miktar üzerinde olmasıdır. İstanbul ve Ankara bu metropoller arasında gösterilebilir.

AK Parti’nin büyükşehir belediyelerini kazandığı Kahramanmaraş ve Sakarya hariç diğer 5 büyükşehirde katılım Türkiye ortalamasının altındadır.

KATILIM 14 MAYIS SEÇİMİYLE KIYASLANDIĞINDA

Katılım oranının partilerin sandıktaki performansına nasıl yansıdığını göstermek bakımından 14 Mayıs seçimleri ile yapacağımız bazı karşılaştırmalar da fikir verici olabilir. Şöyle ki:

14 Mayıs seçiminde katılım yüzde 88.92 gibi oldukça yüksek bir oranla gerçekleşmişti. Bu seçimde yüksek bir katılım oranı sergileyen iller arasında son yerel seçimde katılımda kuvvetli bir düşüş gösteren bazılarıyla ilgili dikkat çekici bir durum var. Bunların azımsanmayacak bir kısmı, AK Parti’nin genellikle güçlü bir destek zeminine sahip olduğu iller.

İki seçim arasında katılım oranında yaklaşık 10.4 puanlık bir düşüş söz konusu. Burada ilginç olan bir yöneliş, katılım oranının 10.4 puanın üstüne çıktığı, daha doğrusu aradaki makasın açıldığı oranda, bu durumun sıkça AK Parti’ye oy kaybı şeklinde yansımasıdır.

Örneğin, 14 Mayıs 2023’te Gaziantep’te katılım oranı yüzde 86.06 olmuştu. 31 Mart yerel seçiminde bu oran 70.76’ya gerilemiştir. İlginçtir ki, geçen milletvekili seçiminde 508 bine yaklaşan AK Parti’nin oyları 31 Mart’ta il genel meclisinde 323 bine inmiştir. Yeniden Refah Partisi’nin de 100 bin dolayında bir oy artışı sağladığı not edilmelidir. Ancak bu miktar düşüldükten sonra kalan aradaki fark yine de dikkat çekicidir.

Bu gibi örnekleri artırmak mümkün.

Sonuçta, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde katılım oranının düşüklüğünü illere göre sayısal veriler üzerinden okumaya çalıştığımızda ana yönelişleri bu şekilde özetleyebiliriz.

Reklam Alanı