TBMM’de Aile Ve Sosyal Hizmetler ve Milli Eğitim Bakanlıklarının bütçesi kabul edildi!

0
1

Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim bakanlıklarının 2024 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Genel Kurulda, bütçe üzerindeki konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bir ülke için güçlü ekonomi ve istikrarlı bir yönetim kadar sosyal politikaların başarılı bir şekilde hayata geçirilmesinin de çok önemli olduğunu vurguladı.

ÜLKEMİZİN HER BİR FERDİNİN SIKINTILARINA ÇÖZÜM ÜRETME GAYRETİNDE OLDUK

Bakanlığın çalışmalarını, insanı önceleyen, toplumu güçlendiren ve ihtiyaçları gözeten bir anlayışla yürüttüklerini, bugüne kadar hiçbir vatandaşı geride bırakmadıklarını dile getiren Göktaş, “Devletimizin şefkat elini 85 milyon vatandaşımızın üzerinden hiçbir zaman çekmedik. Ülkemizin her bir ferdinin sıkıntılarına çözüm üretme gayretinde olduk” ifadelerini kullandı.

Bütçe görüşmeleri sırasında sosyal yardımlarla ilgili yorumların olduğunu belirten Göktaş, şunları söyledi:

BİZ İŞİMİZİ BÜYÜK BİR ÖZEN VE CİDDİYETLE YÜRÜTÜYORUZ

“Sosyal yardımlardaki artışın, yoksulluğun bir göstergesi olarak sunulması kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir. Bugün sosyal yardımlardan faydalananların yüzde 82’si çalışamayacak durumda olan, engelli, yaşlı ve çocuklardan oluşan vatandaşlarımızdır. Ayrıca nerede deprem, sel, yangın, terör saldırısı  gibi afet ve acil durum meydana geliyorsa oraya koşuyoruz. Sosyal yardımlarımızı hızlı bir şekilde afetten etkilenen vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz. Bu yardımlar afet ve acil durumunun ortaya çıkardığı olumsuz etkileri azaltmayı amaçlayan tek seferlik yardımları da kapsamaktadır. Din, dil, ırk ayrımı gözetmiyoruz. Herhangi bir afet ve acil durum sonrası, devlet için herkes ihtiyaç sahibidir. İnsanlara can suyu olacak hizmetleri milletimize ulaştırmak en temel vazifemizdir. Biz işimizi büyük bir özen ve ciddiyetle yürütüyoruz.”

KADINLARA HER ALANDA DESTEK VERİYORUZ

Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunu bir kez daha vurgulamak istediğini dile getiren Göktaş, “Tekrar altını çiziyorum ki kadına yönelik şiddetle mücadele, kırmızı çizgimizdir. Sıfır tolerans ilkesiyle şiddetin her türüne karşı mücadelemizi kararlı bir şekilde yürütüyoruz” dedi.

“Her vaka bizim için fazla bir vakadır, bir vaka dahi fazla vakadır.” ifadesini kullanan Göktaş, “Güçlü hukuki altyapımızla, KADES ve elektronik kelepçe gibi uygulamalarımızla, 82 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezimizle (ŞÖNİM), 410 Sosyal Hizmet Merkezimizde (SHM) bulunan şiddetle mücadele irtibat noktalarıyla, kadın konukevlerimizle kadına yönelik şiddetle mücadelemizi etkili bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE KONUKEVLERİNİN DOLULUK ORANI YÜZDE 75

Türkiye’de konukevlerinin doluluk oranının yüzde 75 olduğunu, buralarda kadınların gerek psikolojik gerek ekonomik yönden güçlenmelerine yönelik çalışmalar yürüttüklerini aktaran Göktaş, “Kadınları her alanda destekliyoruz. Bu husustaki en önemli atılımlarımızdan biri de Mahalle Odaklı Kreş Modelimiz olacak. Bu modeli hayata geçirmekteki amacımız kadınların istihdam oranını artırırken, çocuklar için huzurlu, sağlıklı, güvenli bakım ve eğitim ortamları oluşturmaktır” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARIMIZIN İYİLİK HALİ HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR

“Çocuklarımızın iyilik hali her şeyden önce gelir. Bugüne kadar tek bir çocuğun dahi suiistimal edilmesine asla müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz. Tam aksi her vakaya müdahil oluyor, vakaları büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Sorunların peşini bırakmıyoruz. Bırakmaya da niyetimiz yok. Spekülasyona, iddiaya dayanan yaklaşımlardan uzak durulmasını sizlerden ayrıca rica ediyorum. Çünkü söz konusu olan çocuklardır, kadınlardır, onların hayatları, gelecekleridir. Ne dün ne bugün ne de yarın kadınları ve çocukları mağdur edecek hiçbir düzenlemenin ve uygulamanın yanında olmadık, asla da olmayacağız. Türkiye Yüzyılı hedefimiz doğrultusunda sosyal politikalarımızı daha da ileri taşımak için aynı gayretle çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.”

SÖZLEŞMELİ PERSONEL MÜJDESİ

Sözlerinin sonunda “müjde paylaşmak” istediğini dile getiren Göktaş, “Yakın zamanda Bakanlığımıza sözleşmeli personel alımı gerçekleştireceğiz. Aramıza katılacak yeni çalışma arkadaşlarımızla kurumlarımızın kapasitesini daha da güçlendirecek, sosyal hizmetlerin niteliğinin ve erişilebilirliğinin artırılmasını sağlayacağız” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bakanlığın 2024 yılı bütçesinin hayırlı olmasını dileyerek, fikir ve eleştirilerle sürece katkı yapan milletvekillerine teşekkür etti.

Bütçe üzerindeki konuşması sırasında hiçbir milletvekiline parmak sallamadığını ifade eden Tekin, “Niyetim parmak falan sallamak değildi, meramını anlatmaya çalışıyorum. Sabah 11.00’den beri tüm milletvekillerini saygı ve anlayışla dinledim. Bana ayrılan süre içerisinde sorulara cevap vermeye çaba sarf ettim. Doğal olarak insicamımın bozulması, sorularınıza cevap vermekte eksik kalmakla ilgili endişelerim olduğu için belki heyecanlandım. Mevzu parmak sallamak değil.” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığının STK’lerle yaptığı protokollere ilişkin iddialara değinen Bakan Tekin, şunları söyledi:

BİZ STK’LERLE PROTOKOL YAPIYORUZ

“Defalarca söyledik; biz STK’lerle protokol yapıyoruz, aklınıza gelebilecek, Türkiye’de eğitim öğretim sürecine destek olabilecek bütün STK’lerle protokol imzalıyoruz. Ama hiçbir Allah’ın kulu şunu söyleyemez; ‘Herhangi bir STK’ye bir tek kuruş kamu kaynağını ödediniz’ diyen kimse olamaz, böyle bir şey yok. Arkadaşımız bu rakamı nereden uyduruyor, bilmiyorum. ‘Yalan söylüyor’ demiyorum, nezaketsizlik olmasın ama o rakamı nereden aldıysa gelsin bizimle paylaşsın, biz de kendisine söyleyelim. Biz burada size bütçemizin hesabını veriyoruz. Sizin söylediğiniz rakamı bir tarafa bırakın, ‘bir tek kuruş dahi bahsettiğiniz herhangi bir STK’ye kaynak aktarılmamıştır.’ diyorum. Başka nasıl izah edilir, bilmiyorum.”

Bakan Tekin, bir soru üzerine kişisel kariyeriyle ilgili iddialar ve eleştirilere ilişkin de değerlendirmede bulundu.

“Bir defaya mahsus bu soruyla ilgili cevabımı vermek istiyorum.” diyen Tekin, 1989 yılında Ankara  Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine kayıt yaptırdığını, 1994 yılında mezun olduktan sonra bir üniversitede araştırma  görevlisi olarak çalışmaya başladığını ve 2006 yılında doçent olduğunu söyledi. Çalıştığı üniversite profesörlük ilanı çıkmak üzereyken 2011 yılında bürokrasiye geçtiğini anlatan Tekin, şunları kaydetti:

5 TANE BÜTÇEYE KATILDIM

“Milli Eğitim Müsteşarı olarak da burada bulundum, 5 tane bütçeye katıldım. Bu bütçelerin hepsinde, YÖK  dahil üniversitelerin tamamının bütçesi tartışıldı ve dolayısıyla yükseköğretimle ilgili bütün süreçleri yakinen takip ettim. 2018 yılında müsteşarlığın kaldırılması sebebiyle benimle ilgili daha önce çalıştığım üniversiteye çıkan ilan üzerine profesörlük kadrosuna başvurdum, profesör olarak atandım. Yani yasa, kararname benim için falan değiştirilmedi. Ben değiştirilen kararnameden sonra rektör olarak atandım. Bunu bir defaya mahsus söylüyorum. TBMM’nin saygınlığı açısından konuyu özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum.”

KPSS SKORUNUN AYNISI

Bakan Tekin, atamalarda mülakatın kaldırılmasına ilişkin de “Hukuk, hukuk devleti, bu kavramlara inanan bir insanım, şu anda ben Milli Eğitim Bakanıyım. Daha önce ‘Ben şu anda öğretmeni istihdam edeceksem, mer’i mevzuata göre istihdam edeceğim.’ dedim. Kullandığım cümle budur. Mer’i mevzuat nedir? Mülakat. Mülakat var ve şu anda öğretmen arkadaşlarımız doğrudan mülakat notuna göre atanıyorlar. Yani KPSS puanı değil, KPSS’den belli puanı alanlar mülakata dahil oluyorlar. Peki mülakatta ne veriliyor? KPSS skorunun aynısı.” değerlendirmesinde bulundu.

Reklam Alanı