İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu.
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, koronavirüs salgını ve beklenen İstanbul depremi konusunda iktidara çağrıda bulundu.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Meclis’teki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Akşener’in açıklamaları:
Bu ciddiyetsizlik beni gerçekten korkutuyor. Hala tedbirden önce felaketin ardından ne yapıldığını ya da ne yapılamadığını konuşuyoruz. Önce tedbiri konuşmamız lazım.
KORONAVİRÜS HAKKINDA UYARI
Çin’de yaşananları gördükten sonra acaba biz ne kadar hazırlıklıyız diye sormamız lazım. Dünya metropollere sıkıştıkça salgın hastalıkların ardı arkası kesilmeyecek. Olası bir salgında hastanelerimiz, doktorlarımız ne yapacaklarını biliyor mu? ABD, Rusya aşı geliştiriyor. Türkiye’de herhangi bir kurum çalışma yapıyor mu? Ne önlem aldınız dedik, yolcuları termal cihazlarla tarıyoruz dediler. Ateşi çıkan yolcu varsa kontrol ediliyor. 10 gün sonra sağlam biri hasta olabiliyor. Maske, serum ve ilaç stoğu yapılıyor mu? Çin’de olası bir salgında hastanelerin kapasiteleri yetmiyor.
“ÇIĞ DÜŞERSE O ZAMAN DÜŞÜNÜRÜZ DİYORLAR”
İş işten geçtikten sonra ailelere baş sağlığına gitmek, cenazelere katılmak, evi yıkılanlara ev tahsis etmek tedbir değildir. Ölümcül virüslere karşı dut pekmezi yemek tedbir değildir. Ağaların keyfi yerinde, virüs gelirse, deprem olursa, çığ düşerse o zaman düşünürüz diyorlar. Yitirdiğimiz canlardan ne zaman ders alacaksınız. Biz artık alınan önlemler sayesinde can kaybı yaşanmadı gibi sözler duymak istiyoruz.
İSTANBUL DEPREMİ UYARISI
Uzmanlar İstanbul depremi konusunda uyarıyorlar. Felaket Türkiye ekonomisini de yıkar. Geçmişi konuşarak önemli bir konuyu siyasi polemik haline getirmek istemiyorum. Kanal İstanbul’u değil, İstanbul’u depremden nasıl koruyacağımızı konuşalım. Sorun belli, çözüm belli. Kanal İstanbul için seferber olacağımıza gelin bir kentsel dönüşüm seferberliği başlatalım. İstanbul’daki binalara sismik izolatör sistemlerini nasıl entegre edeceğimiz konuşalım.
Önce tedbirimizi alalım. Sonra istersen Karadeniz’den Akdeniz’e kanal projesi getir, onu tartışalım. İstersen Mersin’den Mısır’a köprü projesi getir onu tartışalım. Ankara’dan Ay’a duble yol projesi getir onu tartışalım. Ama önce milletin canını güvence altına alalım.
ERDOĞAN’A MİTİNG YAPTIN ELEŞTİRİSİ
Van’daki çığ felaketi sırasında TV ekranlarını hatırlayın. Bir yanda arama çalışmaları diğer yanda sayın Erdoğan’ın mitingi var. Ülkenin Cumhurbaşkanı aynen şunları söyledi; “Çığ’dan yeni bir haber geldi, çığ altında kalanların sayısı 33 oldu. Çığ, heyelan hep tehditler. Biz Van’da TOKİ vasıtası ile 4 bin konut inşa ettik.” Aynen bunları söyledi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı TOKİ’den, inşaattan bahsedebiliyor. Mitingi de ‘size keyif çayı getirdim’ diye bitiriyor.
HAZİNE VE MALİYE BAKANI BERAT ALBAYRAK’A ELEŞTİRİ
Sayın Erdoğan, damadını çok beğeniyorsan git bir şirket kur, kendin bir şirket kur, gönder onu batırsın. Sayın Erdoğan, tüm kuvvetler kendinde toplansın istiyor, ben kuvvetler ayrılığı olsun diyorum. Sayın Erdoğan, yargı bana bağımlı olsun diyor, ben yargı bağımsız, kararları adaletli olsun diyorum.
KENDİNİ YAKAN VATANDAŞ OLAYINA DEĞİNDİ
(Hatay’da Adem Yarıcı’nın kendini yakması) Bir baba ‘çocuklarım aç’ diye kendini ateşe verdi. Evlatları aç diye kendini yakan babanın önünde boynunu bükmek yerine bir de laf yetiştiren utanmazlığın Türkiye’ye vereceği bir şey kalmadı. Biz biliriz ki, Allah’tan korkmayan kuldan utanmaz. Onlar utanmadıkça koskoca bir memleket utanıyor.
Milletimiz artık her şeyin farkında. Sandıkta bu büyük utanmazlığa öyle bir ders verecek ki bu millet, yarın milletimizin yüzüne bakamayacaklar.
AKINCI’YA SERT TEPKİ
Türkiye’yi işgalci gibi tarif edebilen Tayfur Sökmen’e laf söyleyebilen bir başka utanmaz Mustafa Akıncı. Ankara’daki beceriksizlere, Lefkoşa’daki utanmazlara rağmen Kıbrıs davamızı onların ayakta tutacağına eminim. Hayırdır Mustafa Bey, bayrak indi de bizim haberimiz mi yok. Herkes sussa da biz susmayacağız. Mustafa Akıncı gibilere inatla diyeceğiz ki, ‘Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacak’. Her zaman her yerde, ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ demeye devam edeceğiz.