Gülay Erdemli Yazdı: Tünelin sonunda ışık mı arıyorlar?

0
2

Karar Yazarı Gülay Erdemli, bugünkü köşesinde hobilerden bahsetti

Hobi için maket uçak uçuranı duydum, tahta boyayanı, balık tutanı… Liste uzun, herkesin kendine göre bir zevki var. Sanıyorum 10 yıldan daha uzun süre önce, bir sokak röportajındaki gencin “herkesin bir popisi” vardır diyerek dillere pelesenk ettiği gibi zevkler ve renkler tartışılmaz. Ama son dönemde ortaya çıkan bir akım var ki, bu arkadaşlar hobi, popi ne derseniz deyin aşmışlar; zevk olsun diye tünel kazıyorlar.

Hobi için maket uçak uçuranı duydum, tahta boyayanı, balık tutanı… Liste uzun, herkesin kendine göre bir zevki var. Sanıyorum 10 yıldan daha uzun süre önce, bir sokak röportajındaki gencin “herkesin bir popisi” vardır diyerek dillere pelesenk ettiği gibi zevkler ve renkler tartışılmaz. Ama son dönemde ortaya çıkan bir akım var ki, bu arkadaşlar hobi, popi ne derseniz deyin aşmışlar; zevk olsun diye tünel kazıyorlar.

Yahu ne zorunuz var, resim yapın, fotoğraf çekin; toprak ve kayaları kaldırmak için saatler harcamanın nesi eğlenceli olabilir? Hani hepsinin de sığınak yapayım uzaylılar, zombiler falan gelirse saklanırım diye bir dertleri de yok, öylesine kazıyorlar.

Okuyunca çok şaşırdım ama 21. yüzyılın anlaşılması zor eğlencelerinden biri değilmiş bu, geçmişte de hobi olarak tünel kazanlar varmış. 19. yüzyılda kendi mülkünün altında yeraltı balo salonu inşa eden Portland Dükü var mesela. Hayır yani neden yerin altında bir balo salonuna ihtiyaç duymuş anlamadım. Daha yakın bir zamanda yakalanmadan önce hayatının 40 yılını tünel kazarak geçiren bir İngiliz de var.

Yer altına tünel kazmak yasal bir eylem değil, izin alabileceğiniz ya da alamayacağınız durumlar var. Yakalanınca “kötü bir niyetim yok hobim bu, kazıyorum iyi vakit geçiriyorum” diyemiyorsunuz. Bir yıldan uzun süredir evinin altında tünel kazan ve bu ‘hobisini’ TikTok’ta yayınlayan ABD’nin Virginia eyaletinde yaşayan bir genç kadının paylaşımı öylesine dikkat çekti ki yakayı ele verdi. Yetkililer bu ‘önemli’ çalışmayı durdurdu. İnternette gerçek adını paylaşmayan ve kendisine Kala diyen genç kadının TikTok’taki kullanıcı adı

Evinin altında acil durum barınağı inşa eden ve internetteki hayranları tarafından ‘tünel kızı’ olarak tanınan bir genç kadın, 30 metrelik girişe ve yerin 22 metre altında bir odaya sahip olan tüneliyle ünlü. Kala videolarında kaynak yaparken, büyük moloz yığınlarını taşırkenki paylaşımlarıyla yüz binlerce kez izlendi.

Brooklyn’de bir sinagogun altına inşa edilen ve keşfedildikten sonra güvenlik nedeniyle kapatılan bir başka gizli tünel de hala gizemini koruyor.

Dedim ya, verin benim cahilliğime tünel kazma meraklılarının bu kadar çok olduğunu bilmiyordum. Meğer 2015 yılında Kanada Toronto’da boş şişeler ve yiyecek kaplarının bulunduğu 33 metre uzunluğunda gizemli bir tünel bulunduğunda bu olay dünya medyasında da ilgiyle takip edilmiş. Bir ay bu tüneli yapan/yapanlar araştırılmış. Uyuşturucu laboratuvarı mı, terör planlarının yapıldığı gizli bir mekan mı diye çok tartışılsa da yasadışı hiçbir ize rastlanmamış. 22 yaşındaki bir inşaat işçisi zevk için tünel kazdım diyene kadar da fazlasıyla spekülasyon yapılmış.

Profesyonel olarak çeşitli ihtiyaçlarla tünel açma, mühendislik bilgisi ve beceri gerektiren bir proje. Oysa son dönemde niş bir hobi haline gelen tünel açmada çoğu kez el ya da manuel basit aletler kullanılıyor.

Tünel açma hobisiyle ilgili ilk tartışmalar 2022 yılının bahar aylarında, kimliği bilinmeyen bir genç kadının Reddit’teki diğer kullanıcılara ‘erkek arkadaşını boş zamanlarındaki tünel kazma çılgınlığını bırakmaya nasıl ikna edeceğini’ sormasıyla başladı. Sonra bu iş aldı yürüdü, daha fazla sayıda ‘tünel çılgını’ deneyimlerini paylaşmaya başladı.

O zamandan bu yana Reddit’te kendini tünel inşasına adayan topluluklara katılan, kullanılacak en iyi yöntemlerle ilgili bilgi alışverişinde bulunan kişilerin sayısı giderek attı. Öyle beş on kişiden bahsetmiyorum, binleri buluyor bu gruplar.

Uzmanlara göre tehlikeli bir hobi bu. Kazıldığında tavanın çökmesi, zarar verilen bir bu borusunun patlayıp boğulmaya neden olması, karbon monoksit zehirlenmesi gibi risklerden bahsediyoruz. İzin almadan tünel kazmanın yasak olduğunu da hatırlatmaya bile gerek yok sanırım.

 

 

HAVADAN SUDAN ŞEYLER

Dünya çapında hemen her ülkede insanlar hava durumunu yakından takip ediyor. Kimi internetteki kaynaklara bakıyor, kimi televizyondan takip ediyor. Kadim bilgilerle hava durumu hakkında tahminlerde bulunan topluluklar da var. Ama öyle ya da böyle hava durumunu merak ediyoruz. Yanıma şemsiye alayım mı, yarın soğuk olur mu ne giyeyim gibi sorular günlük hayatta hepimizi ilgilendirse de ya da konuşacak bir şey kalmayınca “bu yıl da hiç yağmur yağmadı, tüh bir kar yağaydı da mikropları öldüreydi -ki bu gerçek bir bilgi değil-” gibi cümleler kursak da hava durumunu doğru tahmin etmenin daha önemli nedenleri var.

 

Geçen Eylül ayında Lee Kasırgası Bermuda’ya geldiğinde meteorologlar tehlikeli fırtınanın nereyi vurabileceğini ölçmek için hava durumu modellerinden ve kasırga avcısı uçaklardan gelen verilere başvuruyordu. Google Deepmind’ın GraphCast adı verilen deneysel yapay zeka modeli hava tahmincilerinin geleneksel modellerinden üç gün önce sonucu doğru olarak bildirmişti. GraphCast son yıllarda piyasaya sürülen birçok yapay zeka hava durumu modelinin sonuncusu. Google ilk olarak 2020’de tanıttığı modeli şirketin hava durumu uygulamasındaki Nowcast gibi ürünlerde kullanıyor. NVIDIA ve Huawei de yapay zeka hava durumu uygulaması geliştirmişti.

GraphCast’in şimdiye kadarki en iyi model olduğu söyleniyor. Ancak bu gelişmenin gerçek bir değişimin habercisi mi, yoksa meteorologların rüzgarların hangi yönden eseceğini, bir kasırganın yaklaşıp yaklaşmadığını, sel tehlikesi oluşturacak yağmurların gelip gelmeyeceğini belirlemek için başvuracağı araçlardan biri mi olacağı henüz net değil. Lee Kasırgası’ndan önce DeepMind araştırma ekibi, GraphCast’in ‘neyin yaklaşmakta’ olduğunu doğru bir şekilde tahmin edip edemeyeceğini görmek için geçmiş hava durumuyla onu besleyerek test etmişti. 2023 yılının Kasım ayında Science dergisinde yayınlanan çalışmada test vakalarının yüzde 90’ında yapay zekanın, hava durumu tahmininde altın standart olan ECMWF’ye entegre tahmin sistemiyle aynı seviyede, hatta ondan daha iyi performans gösterdiği anlatılmıştı.

 

DEVLET BAŞKANLARINA YAŞI SORULMAZ, AYIPTIR

ABD’de yaklaşan başkanlık seçimlerinde ciddi ciddi tartışılan bir konu adayların yaşları. Önde gelen iki aday Joe Biden ve Donald Trump’ın ‘yaşlanan’ beyinleri başkanlık yarışındaki önemli faktörler olarak gösteriliyor. Biden ve Trump şimdiye kadar başkan olarak görev yapan en yaşlı üç kişiden ikisi. Başkan Biden 81 yaşında ve malum, bilişsel yetenekleri ve hafızasındaki sorunlar zaman zaman mizah konusu oluyor. Trump ise 77 yaşında. Ronald Reagan 69 yaşında başkan olmuştu, 77 yaşında da görevi bıraktı.

Sahiden bir kişinin yaşı önemli bir görevi yürütmesinin önünde bir engel olabilir mi? Bilişsel yeteneklerin yaşlandıkça azaldığına dair neden net bir açıklama yapılamıyor? Beynin yeteneklerini uzun yıllar korumak mümkün mü? The Conversation’a yazan akademisyenler yaşlanmanın insan beynini nasıl etkilediğini farklı yönleriyle tartışmış. ‘Altın’ yıllarına yaklaşanlar ve ‘başkanlık’ gibi önemli görevlere talip olmak isteyenlere bir yol haritası verebilir.

The Conversation US için yazan akademisyenler, yaşlanmanın insanların beyinlerini nasıl etkilediğinin çeşitli yönlerini tartıştılar. Burada, neden endişeye neden olduğunu, neden belirli bir kişinin yaşlandıkça bilişsel gücü hakkında net bir açıklama yapılmadığını ve insanların beyin güçlerini altın yıllarına kadar nasıl koruyabileceklerini toplu olarak açıklayan dört makaleyi öne çıkarıyoruz.

Brandeis Üniversitesi psikoloji profesörlerinden Angela Gutchess yaşlanan insanlarda bilişsel gerilemeyi belgeleyen çok sayıda araştırma olduğunu söylüyor. Ancak akademisyenin çalışması yaşlanan beyinlerin yeniden organize olabileceğini ve değişebileceğini, ‘daha kötüye’ gitmesinin engellenebileceğini iddia ediyor.

Hepimiz biliyoruz ki geleneksel inanışa göre yaşlanmak, beyin için kötü haber. Yapılan çok sayıda çalışma yaşı ilerleyen kişilerde ‘daha zayıf hafıza’, ‘daha fazla dikkat dağınıklığı’ da dahil olmak üzere bilişsel yeteneklerin değiştiğini kanıtlıyor. Beyin yapısının fiziksel ölçümleri de yaşla birlikte atrofi veya hacim kaybı gösteriyor.

Ama iyi haberler var! Yaşlanmayı incelemek için kullanılan bilişsel sinirbilim yöntemleri yaşlanan beyinlerin ‘şekillendirilebilir’ olduğunu ortaya çıkardı. Plastisite, beynin zayıflayan bölümleri yerine sağlıklı bölümleri kullanabilme yeteneğini gösteriyor. Daha açık bir ifadeyle yaşlanan beyinler yeniden organize olabiliyor.

Araştırmacılar aktif durumdayken beynin çeşitli bölgelerindeki kan akışını ölçmek için manyetik rezonans gibi görüntüleme yöntemleri kullanarak farklı görevler sırasında beynin hangi bölümlerinin devreye girdiğini araştırıyor. Nöro-görüntüleme verileri belirli aktiviteler sırasında beynin içinde neler olduğunu takip ederek yaşla birlikte değişen kalıpları ortaya çıkarıyor. Örneğin yaşlı yetişkinler belirli görevleri yerine getirmek için beyinlerinin hem sol, hem de sağ yarı kürelerindeki bölgeleri kullanırken, genç yetişkinlerin beyninin sadece bir yarısındaki bölge iş başında oluyor. Yeni nöronların yaşla birlikte davranış ve beyindeki değişimlere ne ölçüde katkıda bulunduğu henüz bilinmiyor. Ancak kemirgenlerde ‘yeni’ öğrenmenin ve ‘yeni nöronların’ hayatta kalmasının mümkün hale getirildiği çalışmalar var.

Yaşlanan beyin üzerinde yapılan çalışmaların heyecan verici yönlerinden biri de farklı sinir bölgelerini geçici olarak aktive etmek ya da bastırmak için nöro stimülasyonu kullanmak. “Transkranilay manyetik stimülasyon” yönteminde kişinin kafa derisine elektrotlar bağlanıyor ve bir aletle beyne akımlar gönderiliyor. Kurallara uygun yapıldığında oldukça güvenli bir yöntem. Yine de şimdilik çok yaygın olarak kullanılmıyor.

Her şey yaşla yokuş aşağı gitmiyor. Şimdiye kadar yaşlı insanlardaki bilişsel yetenek azalmasına odaklanıldı. Ancak sosyal ve duygusal yeteneklerin yaşla birlikte nispeten daha iyi korunduğunu gösteren bazı çalışmalar ve kanıtlar var. Yaşlı insanların başkaları hakkında izlenim oluşturma konusunda genç yetişkinlere göre daha iyi olduğu belirlendi. Duygu kontrolünde de yaşlılar gençlerden daha iyi. Gerçi bunun için araştırma yapmaya gerek var mıydı bilmiyorum. Orta yaşa gelmiş biri olarak bunu zaten yeterince gördüm…

Fiziksel egzersiz, daha sosyal yaşam tarzı, beyin jimnastiği denilen bazı aktivitelerin yapılması gibi beyin sağlığını olumlu etkilediği iddia edilen bir dizi öneri sürekli pompalansa da bu tür programların beyni ‘genç’ tuttuğunu gösteren çok az bilimsel kanıt var.

Konuyla ilgili çok sayıda araştırma var ama yerim dar! Daha bu konuyu çok yazar çizerim. ‘Akıl yaşta değil baştadır’ atasözünü hatırlatarak, ABD’nin iki potansiyel başkan adayının tek sorununun yaşları olmadığını düşündüğümü söylemek isterim.

Reklam Alanı