Kılıçdaroğlu: Bir dediğini iki yapamaz

0
0

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısında konuştu.

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisinin Türkiye’de son dönemde tekrar yayılmaya başlaması hakkında konuşan CHP lideri, “Covid-19 sürecini yaşıyoruz. Resmi rakamlara göre hayatını kaybeden kardeşimiz 6 bini aşkın. Bu rakamların çok daha fazla olduğunu ben de siz de doktorlar da biliyor. Ne olursa olsun bizler mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir salgın var mı evet var nasıl mücadele edeceğiz, mantıkla stratejiyle. Önce bulaşmayı engelleyeceksin. Önlemler alacaksın. İkinci konu; hastalık bulaştıysa tedavi edeceksin bu kadar basit. Biz başlangıçta yola çıktık, şimdi yayılıyor virüs, hastaneler, yoğun bakımlar tıka basa dolu. Bu ülkenin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Biz çıktık, hiçbir politik söylemde bulunmadan çözüm önerileri sunduk. Bilim Kurulu çok güzel ama eksiği ne bir sözcüleri yok. Kendi aralarında çelişiyorlar. Bunu gördük” dedi.

“CUMHURBAŞKANI DOKTOR DEĞİL Kİ”

Vaka sayılarındaki rakamlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, rakamların gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Biz bunları dedik, çıktık TV’lere tek tek anlattık. Hangi partiden, hangi inançtan olursa olsun bunu söylüyorum, muhalefet yapmamaya, doğru yolu göstermeye çalıştık. Bunun için vatandaşla buluştuk, dedik ki; ‘Sorunu böyle çözersiniz.’ Ama böyle olmadı. Sağlık Bakanı çıktı açıklama yaptı. Başlangıçta güven vermişti ama bütün güveni yitirdi. Cümle şu oldu; “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” Cumhurbaşkanı doktor değil ki. Bilim Kurulu, siz doktorsunuz. Sayılar gerçeği yansıtmıyor, bunu bu topraklarda yaşayan herkes biliyor.”

“5 MASKEYİ DAĞITAMAYAN İKTİDAR””

Türkiye’nin buhran içinde olduğunu söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Alınan önlemlerin yetersiz olduğunu dile getirdik. Bu süreçte kim ne derse desin. Bütün sağlık çalışanlarına yürükten teşekkür etmek benim boynumun borcudur. Her vatandaş elini vicdanına koysun, düşünsün. 18 yıldır ülkeyi yöneten bir kişi 5 maskeyi dağıtamadılar. 5 maskeyi dağıtamayan bir iktidar, Türkiye bu buhrandan çıkaramaz. Uçak biletlerinde indirim dediler, sonra aynı Erdoğan çıktı, karar aldılar uçakla seyahat yasak. Böyle bir yönetim ülkenin sorunlarını çözebilir mi? Önce sorunu öğreneceksin ondan sonra oturup konuşacaksın. Sorunu yaşayanlardan bir dinle dedim; Nedir esnafın, sanayicinin sorunu, okulların, çiftçinin sorunu çağır kardeşim bunları. Topla bakanlarını de ki ‘Türkiye ciddi bir sorunlar karşı karşıya, anlatın biz de anlatalım’ oturun anlaşın, peki yaptın mı yapmadın. Saray’ın kibri buna izin vermedi. Bu mantıkla ülkeyi felakete sürüklersiniz” ifadelerini kullandı.

CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir şey daha ifade edeyim bunlar yatsınlar CHP’li belediyelere dua etsin. Herkese hizmet götürdüler, yoksula el uzattılar, bütün engellemelere rağmen ülkenin dört bir yanına maske ulaştırdılar. Toplanan yardım paralarına el koydular. Bunların yatacak yerleri yok, böyle bir yönetim şekli olabilir mi? Bugün geldiğimiz nokta; 10 milyonu aşkın işsiz var, Cumhuriyet tarihi rekoru. Çöp konteynırlarından bugün on binler geçiniyor. Yemek, topluyorlar, kağıt topluyorlar. 18 yıldır bu ülkeyi yönetenlere sesleniyorum. Çocuklar için mama çalınmasın. T.C. vatandaşı bir kişi çocuk mamasını, zeytin yağını neden çalar? 18 yıldır bu ülkeyi yöneten kim Cumhuriyet Halk Partisi mi? Özellikle milliyetçi vatandaşlarım, Sarayın bekçiliğini yapanlara itibar etmeyin. Ekonomik buhran giderek derinleşiyor.”

“Düşünün bir ülkede yaşayan vatandaşlar birikimlerinin bankada döviz olarak tutuyorlar. Dolar 7 TL’yi aşmasın diye 19 ayda 105 milyar dolar sattılar. Kim aldı? Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşan kimler aldı? Bir avuç dolar lobisi elemanı aldı ve bunların tamamı köşeyi döndüler. Kamu bankalarının döviz açığı 5 Eylül itibariyle 4 milyarı aştı. Rus doğalgazını biz 190 dolardan alıyoruz. Avrupalı aynı gaz 60 dolardan alıyor. Vatandaşa 250 dolara satıyoruz. Şimdi sormak isterim bu mudur Türkiye’nin iyi hali? 18 yılda memleketi kim bu hale getirdi? CHP mi, İYİ Parti mi, Saadet Partisi mi? Borç batağına kim soktu, bu paralara nereye gitti? Ve icra dairelerindeki dosya sayısı 22 milyon 887 bine yükseldi. Şimdi herkesin huzurunda Erdoğan’a ve damadına şu soruyu soruyorum; Türkiye’yi bu ekonomik buhrandan nasıl çıkaracağını madde madde açıkla. Eğer açıklayamıyorsan bana şunu söyle; ‘Eyy Kılıçdaroğlu, ben açıklayamadım sen açıkla’ ben açıklarım. Şimdi kalmış millete maval okuyorsun. Tablo bu senin yayınladığın rakamlar bunlar. Kamu Sigorta Şirketi’ni de Türkiye Varlık Fonu’na devrettiler. Nedir Varlık Fonu? ‘Paralel Hazine’. Denetlenemeyen bir kurum, tam bir çiftlik. Türkiye’yi bu buhrana sen soktun, bu buhrandan nasıl çıkaracağını çık millete anlat.”

EKONOMİ
Erdoğan’ın 
yaptığı 83 milyona zulümdür. Borç edemek için yeniden borçlanacaklar. Bu yılın ilk 7 ayında bütçe açığı 139 milyar TL. Olmayan para harcanmış. Cumhuriyet tarihinin en büyük bütçe açığı. Borç alan emir alır. Trump’ın bir dediğini asla iki yapamaz. Papazı nasıl bıraktı, bir talimatla… Bırakmasa ‘senin mal varlığını incelerim’ diyor. Ben bunu söylediğimde benim aleyhime tazminat davası açıyorsun. Niye Trump’a açmıyorsun? Açamaz, korkar çünkü gücü yetmez.

Dolar 7 lirayı aşmasın diye 105 milyar dolar para sattılar. 105 milyar doları kim aldı? Bir avuç dolar lobisi elemanı. Bunların tamamı köşeyi döndü.

Erdoğan’a ve damadına soruyorum: Türkiye’yi bu ekonomik buhrandan nasıl çıkaracağını madde madde açıkla. Ben de vatandaş da bunu bekliyor. Bu buhrana sen soktun, nasıl çıkaracağını çık millete anlat.

HAPİSTEKİ GAZETECİLER
Erdoğan açıklıyor suç değil, Oda TV’de yayınlanınca suç. Gazeteciler boşu boşuna hapiste. Bir MİT mensubunun Libya’da şehit olması hepimizin yüreğini dağlar. Bunu ifşa eden Erdoğan’dır. Devletin en mahrem bilgilerini kozmik odayı terör örgütüne açan Erdoğan’dır. Oda TV 187 gündür yasaklı. Niçin? Hangi yasaya göre? Bunlar tamamen Erdoğan’ın talimatı üzerine yapılıyor.

Müyesser Yıldız Ankara’da hapishanede. Müyesser Yıldız’ın hala iddianamesi hazırlanmıyor. Trump’ın mı telefon etmesi lazım, Merkel’in mi telefon etmesi lazım. Bir gecede kimin iddianamesinin hazırlandığı ertesi gün kimin yargılandığı ve aynı gün Almanya’dan gönderilen uçağa nasıl bindirildiğini herkes biliyor.

TELE 1’E KARARTMA
Tele 1’in suçu ne günahı ne? Tek bir suç var gerçekleri halka anlatmak. Gerçeklere tahammül edemiyorlar. RTÜK’ün gücüyle, orada AK Partililer ve sarayın bekçiliğini yapan taraftarların aracılığıyla baskı kuruluyor.

Reklam Alanı