YARIN ÇOK ERKEN OLABİLİR, BUGÜN İSE ÇOK GEÇ!

0
0

YARIN ÇOK ERKEN OLABİLİR, BUGÜN İSE ÇOK GEÇ!

Kararlarınızın hedeflerinizle verimsel diyaloğa girmesi için akıl, özendiğiniz dünyaları parçalıyor, farkında mısınız?

Estetiğe çekiyor bakışlarınızı ama oradaki hayatların içindeki duyguyu da yüksek bir güçle yok ediyor…

Benimsedikleriniz; kişilikleriniz olmaktan çıktığında ise azımsanmayacak kadar sınır çiziyor, özverilerinize…

Üstüne yürünen yolların üzerinden geçen gökyüzü kadar mavimsi olamıyor artık gözbebekleriniz…

Yuttuğu algıyı revize ediyor, bilişsel düzenlerinizin karadelikleri…Bir hayale koşuyor artık insanlık, koptuğu hakikatinden..

Yaşamadığı kadar nefes aldıkları var, veremeyeceğini bile bile inandığı hesapları var, artık…

Bugün çok erken, yarın ise karşınızda canlanamayacak anıları geç’mişe taşıyor…Hayat sürdürdüğünü sanıyor, insan! İçinden çıkamayacağı kadar dünyalara bezenmiş kalıpları var, artık!

Sözleri ise hükmünü yitiriyor, tutunamadığı hislerini ararken…Anlamsızlık yüklüyor gerçeklerine…

Heyhat! edercesine buğulanmış perdeleri var artık, oyuncağı olduğu bahanelerinin…Sebeplere bağlıyor prangalarını, günden güne hızla!

Sayamadığı kadar sıradışılıkların kölesi olmuş insan, ihanet ettiği kimliklerine bir ad koymaktan bile çekiniyor, artık…Anlam veremediklerini yorumluyor pervasızca, bir biri üstüne sayıkladığı düşlerinden filtreleyerek acılarını…

Yarın çok erken olabilir, bugün ise çok geç!

“Onların bir kısmı seni dinler (inanmak istedikleri için değil, fitne çıkarmak için kulak kabartırlar). Buna karşı biz de (kötüye yorumlamamaları için) kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Onlar hakikatin bütün işaretlerini görseler yine de inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışırlar ve inkârcılar: “Bu (Kur’an) eskilerin masallarından başka bir şey değildir” derler.* EN’ÂM/25

Esra SÜNTAR

Reklam Alanı